Allah, çağlar boyunca pek çok kavme elçiler ve peygamberler göndermiş ve Kendi Katından hak kitaplar indirmiştir. Allah, Hz. Davud’a Zebur’u, Hz. Musa’ya Tevrat’ı, Hz. İsa’ya İncil’i ve son olarak da Hz. Muhammed (sav)’e Kuran’ı indirmiştir. Kuran’dan önce indirilmiş olan kitaplar tahrif edildiğinden, Allah Kuran’ı son kitap olarak indirmiş ve onun değiştirilemeyeceğini ve onu koruyacağını vadetmiştir. Kuran, Allah’a ve Resulüne iman eden her insanın rehber edineceği tek kitaptır.

Müminler Kuran’a göre hareket ederler ancak Kuran’dan önce indirilmiş hak kitaplara da inanır ve saygı duyarlar. Çünkü, Allah’ın “O sana kitabı hak ve kendinden öncekileri doğrulayıcı olarak indirdi…” (Al-i İmran Suresi, 3) ayetiyle bildirdiği gibi, Kuran daha önce gönderilmiş İlahi kitapları da tasdik etmektedir. Buna bağlı olarak bir mümin, gönderilen tüm elçilere de inanarak, Allah’ın “Ey iman edenler, Allah’a, elçisine, elçisine indirdiği kitaba ve bundan önce indirdiği kitaba iman edin…” (Nisa Suresi, 136) ayetiyle bildirdiği gibi, hiçbirini diğerinden ayırt etmez. Ancak müminler Allah’ın, koruması altında olduğunu bildirdiği Kuran’ı kendilerine rehber edinirler. Allah Kuran’ın hiçbir bozulmaya uğramadığını ve kıyamete kadar da korunacağını bildirmektedir. Hicr Suresi’nde Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:

“Hiç şüphesiz, zikri (Kuran’ı) Biz indirdik Biz; onun koruyucuları da gerçekten Biziz.” (Hicr Suresi, 9)

Rabbimizin mesajı olan Kuran müminler için çok önemlidir. Mümin, Allah’ın kendisi için ‘seçip-beğendiği’ dini ve kendisine emrettiği sorumlulukları Kuran’dan öğrenir. İhtiyaç duyduğu akıl için müminin kılavuzu yine Kuran’dır. Hayatı boyunca karşısına çıkacak tüm olaylarda, hareketlerini Allah’ın Kuran’da bildirdiği emir ve tavsiyelere göre yönlendirir. Allah, Kuran’ın uyulacak tek kılavuz olduğunu Müslümanlara şöyle bildirmektedir:

“…Biz kitabı sana, herşeyin açıklayıcısı, Müslümanlara bir hidayet, bir rahmet ve bir müjde olarak indirdik” (Nahl Suresi, 89)

“İşte bu (Kuran) uyarılıp korkutulsunlar, gerçekten O’nun yalnızca bir tek ilah olduğunu bilsinler ve temiz akıl sahipleri iyice öğüt alıp düşünsünler diye bir bildirip-duyurma (bir belağ)dır. (İbrahim Suresi, 52)

Müminler, Allah’ın kendilerine öğüt verdiği ahlakı, emirleri, kıyamet gününde ve ahiret hayatında karşılaşacakları gerçekleri sadece Kuran’dan öğrenip, bilgi sahibi olabilmektedir. Allah’ın “Andolsun bu Kuran’da insanlar için Biz her örnekten çeşitli açıklamalarda bulunduk…” (Kehf Suresi, 54) ayetiyle bildirdiği gibi, bir müminin hayatı boyunca ihtiyacı olan tüm bilgiler Kuran’da bulunmaktadır. Bundan dolayı müminler, sürekli olarak Kuran’ı okur, Allah’ın ayetlerine iman eder ve karşılaştıkları her olayı Kuran’a göre değerlendirirler. Allah’ın Kuran ile bildirdiği herşey müminler için ‘doruğunda-olgunlaşmış birer hikmet’tir (Kamer Suresi, 5). Bu nedenle müminler, Kuran’a ‘sımsıkı sarılır’ ve Allah’ın bildirdiği tüm hükümleri titizlikle uygulamaya çalışırlar. Allah, müminlerin Kuran’a olan bu güçlü bağlılıklarını şöyle bildirmiştir:

Kendilerine verdiğimiz kitabı gereği gibi okuyanlar, işte ona iman edenler bunlardır. Kim onu inkar ederse, artık onlar hüsrana uğrayanların ta kendileridir. (Bakara Suresi, 121)

Kitaba sımsıkı sarılanlar ve namazı dosdoğru kılanlar, şüphesiz Biz salih olanların ecirlerini kaybetmeyiz. (Araf Suresi, 170)

Allah’ın, “Rabbinin sözü, doğruluk bakımından da, adalet bakımından da tastamamdır. Onun sözlerini değiştirebilecek yoktur. O işitendir, bilendir.” (Enam Suresi, 115) ayetiyle bildirdiği gibi, Kuran doğruluk ve adalet bakımından tastamamdır. Bu nedenle Kuran’ı kendilerine rehber edinen müminler, hayatlarının her anında olabilecek en güzel, en huzurlu ve en mutlu şekilde yaşarlar.

Müminlerin Allah’ın kendilerine bir ‘hidayet, öğüt ve şifa’ olarak gönderdiği Kuran’a sımsıkı bir şekilde bağlanmaları, onların imanlarını ve Allah korkularını artırmakta ve onları Allah’a yakınlaştırmaktadır. Allah bu gerçeği Kuran’da şöyle haber vermiştir:

De ki: “İster ona inanın, ister inanmayın: O, daha önce kendilerine ilim verilenlere okunduğu zaman, çenelerinin üstüne kapanarak secde ederler.” Ve derler ki: “Rabbimiz Yücedir, Rabbimiz’in vaadi gerçekten gerçekleşmiş bulunuyor.” Çeneleri üstüne kapanıp ağlıyorlar ve (Kuran) onların huşu (saygı dolu korku)larını artırıyor. (İsra Suresi, 107-109)