Her insanın imanı, Allah’a olan yakınlığı ve bağlılığı bir değildir. Allah müminlerin de bu konuda kendi aralarında derece derece olduklarını bildirmiştir. Aralarında “yarışıp öne geçenler” olduğu gibi “orta bir yol tutanlar” ya da “kalplerinde hastalık olanlar” da vardır:

Sonra Kitabı kullarımızdan seçtiklerimize miras kıldık. Artık onlardan kimi kendi nefsine zulmeder, kimi orta bir yoldadır, kimi de Allah’ın izniyle hayırlarda yarışır öne geçer. İşte bu, büyük fazlın kendisidir. (Fatır Suresi, 32)

Yarışıp öne geçenlere bu gücü veren elbette ki Allah’a olan bağlılıkları ve saygı dolu korkularıdır. İçlerindeki samimi iman onlara Allah’ın rızasını kazanma yolunda yarışıp öne geçecek kadar güçlü bir şevk kazandırmaktadır. Kuran’da, Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla çaba harcayarak öne geçen bu kimselerin Allah Katında derece bakımından da üstün kılındığı bildirilmiştir:

Müminlerden, özür olmaksızın oturanlar ile, Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cehd edenler (çaba harcayanlar) eşit değildir. Allah, mallarıyla ve canlarıyla cehd edenleri oturanlara göre derece olarak üstün kılmıştır. Tümüne güzelliği (cenneti) va’detmiştir; ancak Allah, cehd edenleri oturanlara göre büyük bir ecirle üstün kılmıştır. (Onlara) Kendinden dereceler, bağışlanma ve rahmet (vermiştir.) Allah, bağışlayandır, esirgeyendir. (Nisa Suresi, 95-96)

“Orta yolu tutanlar” ise Allah’ın rızasını kazanmak için canla başla çaba harcamak varken ortalı bir yol izlemeyi tercih eden kimselerdir. Bu kimselerin ahiretteki durumu elbette yarışıp öne geçenlerle aynı olmayacaktır.

Allah ayrıca “içinizden ağır davrananlar vardır” (Nisa Suresi, 72) ayetiyle mümin topluluğu içinde şevk bakımından geri kalan üçüncü bir grup insana dikkat çekmektedir. Yukarıda Fatır Suresi’ndeki ayette bildirildiği gibi bu insanlar kendi nefislerine zulmetmektedirler. Kuran’a göre bu kimselerin ahirette alacakları karşılık da farklı olacaktır. Yarışıp öne geçenler Allah Katında “büyük derecelerle” karşılık görürken, şevksiz ve ağır davrananlar tevbe edip bu durumlarını düzeltmezlerse yaptıklarının “boşa gittiğini” göreceklerdir.