Daha önce de belirttiğimiz gibi şeytanın iman edenler üzerinde hiçbir gücü ve etkisi yoktur. Bu gerçek, bir ayette şöyle yer almaktadır:
Şüphesiz, kışkırtılıp-saptırılmışlardan sana uyanlar dışında, senin Benim kullarım üzerinde zorlayıcı hiçbir gücün yoktur. (Hicr Suresi, 42)
Şeytanın gücü ancak kışkırtıp saptırdığı kendi yandaşlarına yeter, ancak onları korkutup kendi etkisi altına alabilir:
İşte bu şeytan, ancak kendi dostlarını korkutur. Siz onlardan korkmayın, eğer mü’minlerseniz, Benden korkun. (Al-i İmran Suresi, 175)
Mümin şeytanın oyunlarına ve kurduğu tuzaklara akıl ve cesaret ile karşılık verir. Örneğin; şeytan mutlaka inananları da güçten düşürmek isteyecek, aralarına düşmanlık sokmaya çalışacak, onları şevksizlik, yılgınlık gibi olumsuzluklarla yıpratmak isteyecektir. “… Gerçekten şeytanlar, sizinle mücadele etmeleri için kendi dostlarına gizli-çağrılarda bulunurlar…” (Enam Suresi, 121) ayetiyle bildirildiği gibi, kendi taraftarlarını müminlerin üzerine musallat edecektir. Fakat imanları çok güçlü olan ve şeytanın oyunlarını Kuran’ın çok detaylı anlatımıyla tanıyan müminler bu tuzakların hiçbirine düşmezler. Şeytanın zayıf hilelerini hemen anlarlar.
Müminler şeytana ve onun yandaşlarına karşı son derece cesurdurlar. Şeytan onlara ne yaptırmak istiyorsa, tam tersini yaparak karşılık verirler. Şeytan yılgınlığa, şevksizliğe düşürmek istiyorsa, onlar daha da büyük bir şevkle, kararlılıkla dinlerine bağlanırlar. Bu sebeple, inkarcılar tarafından gelen baskılar onları daha da güçlendirir ve şevklendirir. Müminler bitmek bilmeyen şevkleriyle şeytanı büyük bir hüsrana uğratırlar.