Peygamberimiz (sav) Allah’ın Kuran’ı vahyettiği ve son peygamber kıldığı mübarek bir insandır. Sahip olduğu güzel ahlak, Allah’a ve Allah’ın dinine olan bağlılığı pek çok Kuran ayetinde bütün Müslümanlara örnek verilmiştir. Din düşmanlarının şiddetle karşı çıktığı ve baskı altına almaya çalıştıkları Peygamberimiz (sav), düşmanları peşinde olduğu bir sırada yanında bir arkadaşı ile birlikte hicret etmiş ve yolda sığınmak için bir mağaraya girmiştir. Oradaki konuşmaları, yanındaki kişiye yaptığı hatırlatma onun, Allah’a olan güvenini ve bundan kaynaklanan cesaretini çok güzel vurgulamaktadır:

Siz O’na (peygambere) yardım etmezseniz, Allah O’na yardım etmiştir. Hani kafirler ikiden biri olarak O’nu (Mekke’den) çıkarmışlardı; ikisi mağarada olduklarında arkadaşına şöyle diyordu: “Hüzne kapılma, elbette Allah bizimle beraberdir”. Böylece Allah O’na ‘huzur ve güvenlik duygusunu’ indirmişti, O’nu sizin görmediğiniz ordularla desteklemiş, inkara edenlerin de kelimesini (inkar çağrılarını) alçaltmıştı. Oysa Allah’ın kelimesi, Yüce olandır. Allah üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. (Tevbe Suresi, 40)

Yanındaki arkadaşına Allah’ın kendileriyle birlikte olduğunu, bu nedenle hiçbir şekilde hüzne kapılmamak gerektiğini hatırlatan Peygamberimiz (sav), bugün de bütün Müslümanlara örnek teşkil etmektedir. O dönem, inkarcılarla doğrudan savaşların yapıldığı bir dönem olmuştur. O zorlu dönemde Allah’ın dini için mücadele eden herkes büyük bir cesaret örneği sergilemiştir. Bütün Müslümanların başında bulunarak en büyük tehditin altına giren kişi olan Peygamberimiz (sav) ise, sahip olduğu cesaret ile en güzel örnektir.