Hz. Meryem Kuran’da iffeti, sabrı, samimiyeti, imanındaki kararlılığı ve ‘kınayanın kınamasından korkmaması’ ile tanıtılan bir mümindir. Allah Hz. Meryem’i seçmiş ve mucizevi bir şekilde eğitmişti. Hz. Meryem, Allah’a yakınlığı ve ahlakıyla üstün kılınmıştır:
Bunun üzerine Rabbi onu güzel bir kabulle kabul etti ve onu güzel bir bitki gibi yetiştirdi. Zekeriya’yı ondan sorumlu kıldı. Zekeriya her ne zaman mihraba girdiyse, yanında bir yiyecek buldu: “Meryem, bu sana nereden geldi?” deyince, “Bu, Allah Katındandır. Şüphesiz Allah, dilediğine hesapsız rızık verendir” dedi. (Al-i İmran Suresi, 37)
Allah’tan bir mucizeyle Hz. İsa’ya hamile kalan Hz. Meryem, birtakım çirkin iftiralara uğramasına rağmen, Allah’ın emirlerinden kesinlikle taviz vermeden kendisine emredilen herşeyi tam olarak yerine getirmişti.
Hz. Meryem, Allah’a son derece bağlı ve iffetine son derece düşkün, mübarek bir insandı. Allah, doğduğu andan itibaren ona her zaman, her işinde yardım etmiş ve her işini hayra çıkarmıştı. Hz. Meryem ise her işin Allah’ın iradesinde olduğunu hiç unutmaması gerektiğini ve bu asılsız iftiralardan onu yine Allah’ın temize çıkaracağını biliyordu.
Nitekim Allah bu işinde de Hz. Meryem’e bir kolaylık sağlamış ve ona “konuşmama orucu” tutmasını vahyetmişti. Kavmi kendisi ile konuşmak istediğinde Allah, Hz. Meryem’e susmasını ve kendisine yanaşıp suçlamalarda bulunanlara, Hz. İsa’yı işaret etmesini bildirdi. Böylece Hz. Meryem, Allah’tan bir kolaylık olarak, sıkıntı verebilecek bir konuşmadan uzak tutulmuş oluyordu. Allah bu şekilde Hz. Meryem’e yardım etmiş ve kavminin beklediği en doğru açıklamayı da Hz. İsa’nın ağzından yaptırmıştı.
Allah’ın böyle bir mucize ortamı yaratmasıyla, kavminin Hz. Meryem’e karşı kurduğu tuzak da bozulmuş oluyordu. Bu olay Kuran’da şöyle haber verilir:
O: “Benim nasıl bir erkek çocuğum olabilir? Bana hiçbir beşer dokunmamışken ve ben azgın utanmaz (bir kadın) değilken” dedi. (Meryem Suresi, 20)
Böylece onu taşıyarak kavmine geldi. Dediler ki: “Ey Meryem, sen gerçekten şaşırtıcı bir şey yaptın. Ey Harun’un kız kardeşi, senin baban kötü bir kişi değildi ve annen de azgın, utanmaz (bir kadın) değildi”. Bunun üzerine ona (çocuğa) işaret etti. Dediler ki: “Henüz beşikte olan bir çocukla biz nasıl konuşabiliriz?” (İsa) Dedi ki: “Şüphesiz ben Allah’ın kuluyum. (Allah) Bana Kitabı verdi ve beni peygamber kıldı.” (Meryem Suresi, 27-30)
Türlü iftiralara uğradığı halde şevk ve kararlılığını koruyan Hz. Meryem, gösterdiği cesur, dirayetli Müslüman karakteriyle bütün müminlere şevk ve cesaret örneği olmuştur. Allah’ın Kuran’da ismini zikrederek tüm iman edenlere de örnek kıldığı üstün bir makama ulaşmıştır:
Allah, iman edenlere de Firavun’un karısını örnek verdi. Hani demişti ki: “Rabbim bana Kendi Katında, cennette bir ev yap; beni Firavun’dan ve onun yaptıklarından kurtar ve beni o zalimler topluluğundan da kurtar.” İmran’ın kızı Meryem’i de. Ki o kendi ırzını korumuştu. Böylece Biz ona ruhumuzdan üfledik. O da Rabbinin kelimelerini ve kitaplarını tasdik etti. O, (Rabbine) gönülden bağlı olanlardandı. (Tahrim Suresi, 11-12)