Hayır, kim (güzel davranış ve) iyilikte bulunarak kendisini Allah’a teslim ederse, artık onun Rabbi Katında ecri vardır. Onlar için korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır. (Bakara Suresi, 112)
Cahliye ahlakında insanların güzel ahlaka önem vermeleri beklenemez. Böyle bir ahlakı hedeflemek için Allah’tan çok korkmak, Allah’ın sevgisini ve sonsuz dostluğunu kazanmayı çok içten isteyen bir insan olmak gerekir.Müslümanlar böyle bir imana sahip oldukları için güzel ahlakı, takvayı çok önemli bir ibadet olarak görürler. İmanın kazandırdığı vicdan açıklığı, insana güzel ahlakın detaylarını da gösterir. Çünkü her olayda güzel ahlakın daha detayı, daha güzeli de vardır. Örneğin bir Müslüman güvenilir, sadık, çalışkan, fedakar, cesur, kararlı, itidalli, sabırlı olabilir, güçlü bir kişilik gösterebilir. Zorluklara karşı tahammüllü, dayanıklı bir karaktere sahip olabilir. Boş işlerden, yalan söylemekten, harama girmekten titizlikle kaçınıp ibadetlerini eksiksiz yerine getirebilir. Kuran ahlakını insanlara anlatabilmek, tebliğ yapabilmek için çok ciddi gayret gösterebilir. Müslümanları iyiliğe teşvik edip kötülükten men edebilir. Ama tüm bunları uygularken insanın kabaca yöntemlere başvurup, detayları hesaba katmadan, nezakete önem vermeden, sadece sonuca ulaşmayı hedefleyen bir tavır içerisinde olması çok önemli bir eksikliktir.

Nezaket, kibarlık, ince düşünce; bir kaç aşama sonrasını, olayların gidişatını, insanlar üzerinde oluşturabileceği olumlu ya da olumsuz etkileri hesaplamak, hoşgörülü, sevecen, bağışlayıcı, şefkatli, merhametli olabilmek, gerektiğinde karşı tarafın iyiliği, rahatlığı için nefsi ezebilmek çok önemlidir. Olgunlukla davranmayan insanlara olgunlukla; nezaketsiz, münasebetsiz davranışlara nezaketle karşılık vermek Kuran ahlakına en uygun tavırdır. Cahilce ya da yanlış tavırlarla karşılaşıldığında nezaketsizliği hak görmek; münasebetsiz davranışlara münasebetsizlikle karşılık vermek, ne kadar güzel özellikleri olursa olsun, yine de müminin ahlakında tamamlaması gereken önemli boşluklar olduğunu gösterir.

Müslümanın özelliği, lafını sözünü bilmesi, karşı tarafı mahcup etmeden olayları halletmesidir. Gerilmeden, karşı tarfı gerginliğe sürüklemeden, gerilimli bir ortam oluşturmadan, insanları kırmadan, onlara tedirginlik vermeden, sevgiyle, şefkatle ve nezaketle olayları çözümlemektir. Yatıştırıcı olmak, sözün en güzelini, tavrın en akılcısını, en nezaketlisini seçebilmek, her zaman önce karşı tarafı onore etmeyi amaçlamak Allah’ın rızasına uygun olan ahlaktır. Nefsin çirkin istekleri uğruna, nezaketten uzaklaşmak mümine yakışmayan bir tavırdır.