Yaşamlarının asıl amacı Allah’ın rızasını kazanmak olan müminler, tüm güçleriyle bu uğurda çaba harcayan kimselerdir. Allah Kuran’da onlardan “Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cehd eden”, yani “çaba harcayan, gayret eden” kimseler olarak bahsetmektedir. Çünkü tüm hayatlarını Allah’a adamış, Allah’ın rızasına, cennetine karşılık sahip oldukları maddi manevi herşeylerini ortaya koymuşlardır.

İnananların Allah’a karşı güçlü ve kararlı bir teslimiyet gösterebilmelerini ve her ne zorlukla karşılaşırlarsa karşılaşsınlar yılgınlığa kapılmadan “Rabbimiz bize yeter” (Al-i İmran Suresi, 173) diyebilecek kadar yüksek bir ruha sahip olabilmelerini sağlayan çok önemli bir özellikleri vardır: Allah’ın rızasını kazanma şevki…

İmanın kazandırdığı bu şevk insanın hem bedensel hem de zihinsel kapasitesini olabilecek en yüksek seviyeye çıkartan ve böylece kişinin, hayatı her an, hep en güzel ve en huzurlu şekilde yaşamasını sağlayan bir güçtür. Allah aşkından kaynaklanan bu heyecan, inananlara büyük bir manevi kuvvet, dayanıklılık ve direnç verir. Çelik gibi bir irade, gözüpek ve yiğit bir karakter kazandırır. Müminler bu imani güç sayesinde her zorluğu en güzel şekilde göğüsleyebilir ve şartlar her ne olursa olsun tüm güçleriyle Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak için gayret sarf etmeye devam ederler.

Allah Kuran’ın pek çok ayetinde şevkin önemine dikkat çekmiş ve müminlerin sınır tanımadan birbirlerini teşvik edip güçlendirmelerini tavsiye etmiştir. “… Müminleri hazırlayıp-teşvik et…” (Nisa Suresi, 84) ayetiyle de emredildiği gibi, inananları şevklendirmek Kuran ahlakını yaşayan insanlar için önemli bir ibadettir.

Bu ayetin işareti doğrultusunda biz de bu kitapta, müminlerin hayatlarının sonuna kadar her an daha da artan şevklerini konu edineceğiz. Amaç, tüm inananlara şevkin ne kadar büyük bir nimet ve müminlerin gücüne nasıl güç katan bir özellik olduğunu göstermektir. Aynı zamanda da şevkin, şartlar her ne olursa olsun müminleri başarılı kılan önemli bir sır olduğunu açıklamak, sabırla ve tevekkülle zorluklara göğüs gerip şevklerini yitirmeyenlere vaat edilen güzellikleri müjdelemektir. Allah’ın çağrısına uyarak müminleri hazırlamak, teşvik edip cesaretlendirmek ve onlara “eni göklerle yer kadar olan cennete kavuşmak için” (Al-i İmran Suresi, 133) yarışmalarını bir kez daha hatırlatmaktır.

Ayrıca Allah’ın bildirdiği gibi “yarışıp öne geçenlerden” olmak varken, kendilerine “orta bir yol” tutan ve din ahlakını bu şekilde yaşamayı yeterli gören kimseleri de, böylesine büyük bir nimetin varlığını hatırlatarak harekete geçirmektir.