Çocukluk yıllarından itibaren karşılaştıkları olaylar, insanların kişiliklerinin gelişmesine pek çok yönden etki eder. Bazen zorluk ve sıkıntılar, bazen hastalıklar, ölümler, bazen de nimetlerin artışı ve elde edilen başarılar insanların kişiliklerini olgunlaştırır. Bu tarzda zamanla ve yaşanan olaylarla sürekli daha olumluya giden bir kişilik değişimi, insanlar için güzel bir nimettir.
Ancak bir de, insanların kişiliklerinin sağlam olmamasından kaynaklanan, ‘kişilik oynamaları’ vardır. Fakat bu oynamalardan kaynaklanan değişikliklerde sürekli daya iyiye giden bir gelişme söz konusu değildir. Dikkat çeken temel özellik, sadece ‘kişiliğin sürekli değişken olması’dır.
İnsan hayatında yaşanabilecek küçük büyük, sıradan ya da önemli her türlü olay, bu tür insanların kişiliklerinin değişmesine etki edebilir. Bir gün havanın yağmurlu, karanlık, kasvetli, karlı, yağmurlu ya da güneşli olması; bir gün yeteri kadar uyuyamamış ya da istedikleri yemeği yiyememiş olmaları, bir başka gün televizyonda izledikleri duygusal bir film, o kişinin o günkü karakterinin değişmesine yol açabilir. Aynı şekilde o gün iş yerlerinde yaşadıkları bir olay ya da kendilerince aksilik olarak nitelendirdikleri bir durum bambaşka bir karaktere bürünmelerine neden olur. Bir sebeple aniden neşelenebilir, bir başka sebeple aniden hüzünlenebilir; günler ya da haftalar boyunca bu duyguların etkisi altında kalabilirler.
Kişiliklerinin neye göre ve ne zaman değişeceği konusunda hiçbir fikir yürütmek mümkün olmaz. Yıllardır o kimseyi tanıyan bir kişi, onunla karşılaştığında her zaman tanıdığı o kişiyi göreceğini zannederken, neredeyse hiç tanımadığı yepyeni bir insanla karşılaşmış gibi olur. Her zaman kendisine yapılan bir espriyi neşeyle ve kalenderlikle karşılayan bu kişi, bir gün birdenbire yapılan espirilere alınganlıkla, terslikle karşılık verebilir. Ya da her zaman kendisinden yardım istenildiğinde, fedakarlıkla yardım eden bu kişi, bir gün bu tarz bir talebi hoşnutsuzluk ve isteksizlikle karşılayabilir. Her zaman çok hızlı, çalışkan ve sorumluluk sahibiyken, bir gün lakayt, sorumsuz ve ilgisiz bir tavır takınabilir. Kısacası bir günü bir gününe; bir saati bir saatine uymaz. Bu değişiklikleri önceden tahmin etmek mümkün olmadığı için, bu insanlarla dostluk kuran kimseler sürekli sürpriz kişiliklerle karşılaşırlar.
Bu tür kimselerin gösterdikleri bu değişken kişilik modeli, son derece tedirgin edicidir. Çünkü güvenilir bir insanın en önemli özelliklerinden biri, karakterinin sağlamlığıdır. Bu da ancak bir kişinin imanlı olmasıyla mümkün olabilir. Sağlam karakterli bir insan, şartlar her ne olursa olsun; ne tür zorluklarla ya da ne tür nimetlerle karşılaşırlarsa karşılaşsın, kişiliğindeki özelliklerden hiçbir şekilde taviz vermez. Böyle kimseler sadıklarsa, her zaman sadıktırlar. Fedakarlarsa, her zaman fedakardırlar. Güvenilirlerse, her zaman güvenilirlerdir. Ne hava şartları, ne mevsim değişiklikleri, ne elde ettikleri başarılar, ne yaşadıkları zorluklar bu kimselerin o günkü ruh hallerine etki edemez. Çünkü müminler kişiliklerini Kuran’a göre şekillendirirler. Ve her an Kuran ahlakını en mükemmel şekilde yaşamayı hedefledikleri için de, gününe ya da saatine göre bu ahlaklarını değiştirmezler.
İnsanların bu konuda kendilerine almaları gereken ölçü şudur: Kendileri, kişiliği sürekli değişen, bir günü bir gününe uymayan, her gün her saat sürpriz bir tavır gösterebilen bir insanla yakın dost ve arkadaş olmak isterler mi? Elbetteki kimse böyle bir durumla karşı karşıya kalmak istemez. Her insan, karşısında güvenebileceği, tanıdığından emin olduğu, ne zaman ne yapacağını, neye nasıl tepki vereceğini bildiği bir insan olmasını ister.
İşte bu nedenle, her insanın bu gerçeği göz önünde bulundurarak, kendi kişiliğini de bu şekilde sağlamlaştırması ve güvenilir bir kimse olmayı hedeflemesi gerekir.
Müminler, cahiliye insanlarında görülen bu tarzda değişken bir karakter yaşamayı hiçbir şekilde kabul etmemelidirler. İman eden bir insan eğer iyi, hoşgörülü, merhametli, hoşsohbet, kalender, çalışkan, olgun bir insansa, -en az- sürekli bu şekilde olmalıdır. Ve zamanla, sürekli olarak kendini daha da geliştirip, daha da iyi hale getirmeyi hedeflemesi gerekir.
Allah’ın rızasına en uygun olan ahlak şekli budur. Allah Kuran’da, “sürekli olan salih davranışların Allah Katında makbul tutulacağını” şöyle bildirmiştir:
Mal ve çocuklar, dünya hayatının çekici-süsüdür; sürekli olan ‘salih davranışlar’ ise, Rabbinin Katında sevap bakımından daha hayırlıdır, umut etmek bakımından da daha hayırlıdır.
(Kehf Suresi, 46)