Bir akrep radyasyona maruz kalsa da yaşamaya devam eder. Bir köpekbalığının kansere yakalandığı görülmemiştir. Penguenler –40 derecede yaşarlar, fakat vücut ısıları +40 derecedir. Köpeklerin koku alma merkezleri insanlardan 40 kat daha gelişmiştir. Çita saatte 125 km hızla koşabilir. Timsahlar, günümüzde üretilen mide ilaçlarının aynı hammaddesini kullanarak kendi mide ilaçlarını kendileri üretir.
Bu örnekler milyonlarcadır. Canlılar, Allah’ın lütfu ve üstün sanatı vesilesiyle olağanüstü niteliklere sahip varlıklardır. Rabbimiz, her birinde farklı özellikler tecelli ettirerek, dilediği takdirde mükemmel ve kusursuz yaratacağını gösterir. İşte bu yaratılışta, insanların anlaması gereken büyük ve önemli bir sır vardır:
İnsan son derece aciz bir varlıktır. Tek bir virüse yenik düşebilir, bedeninde kontrolsüzce üreyen tek bir hücrenin vesilesiyle ölebilir. Yalnızca soğukta kalması, Güneş ile biraz fazla muhatap olması, yıkamadan bir meyveyi yemesi, gözüne yalnızca tek bir toz tanesi kaçması, biraz fazla yemek yemesi, biraz uykusuz kalması, ciddi hastalıkların oluşması için yeterli bir sebeptir. Çiçekteki koku, dünyanın neresinde olursa olsun güzeldir. Yalnızca bir çimen parçasının kokusu bile ferahlık verir. Allah dilese, böyle bir kokuyu doğal olarak insanda da yaratabilir. Fakat durum böyle değildir. İnsan, kendi bedeninde, oldukça kısa bir zaman içinde kendisinin dahi dayanamayacağı bir acz ile karşılaşır. Bedeninde her gün mutlaka, detaylı ve kapsamlı bir bakım yapmak mecburiyetindedir. Fakat düşündürücü olan, insandan başka hiçbir canlının böyle bir bakıma ihtiyacı olmamasıdır.
Allah dilese, tıpkı kuyruğu kopan kertenkelenin tekrar kuyruğunun çıkması gibi, insanda da kopan uzuvların yerine yenisini var edebilir. Fakat böyle olmamaktadır. Allah dilese, hiç kanser olmayan böcekler gibi insanı da kanserden habersiz bir canlı yapabilir. Fakat durum bu şekilde değildir. Allah dilese, radyasyonun içinde hiçbir zarar görmeden yaşattığı canlılar gibi insanı da her türlü ortama dayanıklı kılabilir. Allah dilese, acizlik yaratmayabilir. Fakat Allah acizlikleri yaratmıştır ve bu yaratmada büyük bir hikmet vardır.
Bu hikmeti görebilmek için biraz düşünmek yeterlidir. Allah her şeyi mükemmel yaratmaya kadir olduğuna ve dilediği anda kusursuz yarattığına göre, dünya hayatı, özel olarak eksik ve kusurlu yaratılmıştır. İnsana acizlik, özel olarak diğer canlılardan çok daha fazla ve kapsamlı şekilde verilmiştir. Bir çınar ağacı yüzlerce yıl yaşayabilirken, insanın ortalama ömrünün 70-80 yıl olması bu özel yaratılış sebebiyledir. İnsanın, bu özel yaratılışı görüp anlaması gerekmektedir. Rabbimiz kusursuz yaratmaya kadirdir ancak imtahanın gereği olarak dünya hayatını bir hayli kusurlu yaratmıştır. Allah’ın yüce sanatının asıl olarak tecelli edeceği yer ise ahirettir.
Cennet; kusurun, hastalıkların, acizliklerin, yorgunluğun, uykusuzluğun, yaşlanmanın, sakatlanmanın, susamanın, acıkmanın, kirlenmenin, acz içindeki ihtiyaçların, mutsuzlukların, nefretin, huzursuzlukların hiçbirinin olmadığı yerdir. Cennet; nimetlerin, güzelliklerin, sevginin, bolluğun, mutluluğun, sağlık ve neşenin, gençliğin, dinçliğin, temizliğin, sonsuza kadar kesintisizce var olduğu yerdir. İnsanın dünyadaki kısa ömrü ve sahip olduğu acizlikleri, bizler için gayb olan fakat Allah’ın Kuran ile bildirmesiyle kesin bir gerçek olan cenneti düşünmesi, buna inanması ve bu sebeple Allah’a yönelmesi için verilmiş özel imtihanlardır. Dünyada, Allah’ın yarattığı bu muazzam imtihan ortamında, acizliklerin ve dünya hayatının kısalığını düşünerek bunun hikmetini çözebilen bir insan, asıl hayatın dünya hayatı olmadığını da anlamış olacaktır. İstemediği halde yaşlandığı, istemediği halde hastalandığı, istemediği halde acizlikler, sıkıntılar ve endişelerle başetmek zorunda kaldığı sahte, kısa ve geçici bir hayatın asıl hayatı olmayacağını bilecek kadar anlayışı açılmıştır. Kusursuz hayatı cennettedir. Cennette bu yaşam asla son bulmayacaktır. Hastalıklarla, ölümle, zorluklarla kesilmeyecektir. Sonsuza dek, tüm acizliklerden arınmış olarak devam edecektir. Çünkü bu, kusursuz yaratan, tüm eksikliklerden münezzeh Allah’ın yaratmasıdır.
Ama Rablerinden korkup-sakınanlar; onlar için Allah Katında -bir şölen olarak- altlarından ırmaklar akan -içinde ebedi kalacakları- cennetler vardır. İyilik yapanlar için, Allah’ın Katında olanlar daha hayırlıdır. (Al-i İmran Suresi, 198)
Dünyada yaratılan aczin bir başka hikmeti ise, insanın, dünyadaki sıkıntı, hastalık ve zorlukların, sonsuz cehennemde ebedi olarak yaşanacağını bilmesi içindir. Cennette Müslümanlar için acizlikler yok olur, güzellik ve nimetler artarken; cehennemde acizlik, acı ve ölümlerin en şiddetlisi sürekli olarak yaşanacaktır. Dünya hayatını asıl hayatları zanneden ve kısa bir ömür için Allah’a kulluk etmeyi kendilerince reddeden kişiler, ahirette asıl hayatın, içinden hiçbir zaman çıkarılmayacakları ve sürekli azap görecekleri cehennem olacağını göreceklerdir. Allah ayetlerinde şöyle buyurur:
(Kıyametin) Geleceği günde, O’nun izni olmaksızın, hiç kimse söz söyleyemez. Artık onlardan kimi ‘bedbaht ve mutsuz’, (kimi de) mutlu ve bahtiyardır. Mutsuz olanlar ateştedirler, onlar için orada (kahırla ve acıyla) nefes alıp vermeler vardır. Onlar, Rabbinin dilemesi dışında gökler ve yer sürüp gittikçe, orada süresiz kalacaklardır. Çünkü Rabbin, gerçekten dilediğini yapandır. (Hud Suresi, 105-107)