Eğer O, rızkını tutsa (vermese), rızkınızı verecek olan kimmiş? Hayır; onlar, bir azgınlık ve nefret içinde inatla direniyorlar. Şu halde yüzükoyun sürünerek yürüyen mi daha çok hidayete erer, yoksa dosdoğru yol üzerinde dümdüz yürümekte olan mı?  (Mülk Suresi, 21-22)

Tüm nimetleri veren, insanları var eden, yediren, içiren, yaşatan, ruha çok çeşitli zevkler veren Yüce Allah’tır. Fakat buna rağmen insanların bir kısmı Allah’ın ayette bildirdiği gibi iman etmeye ‘inatla direnirler’. Oysa direnmekle insanlar sadece kendilerine zulmetmiş olurlar. Çünkü herşey için Allah’a muhtaçtırlar. Allah’ın herşeyi kontrol ettiğini kabul etmeye direnen insanlar, herşeyi kendi kendilerine yapabilecekleri yanılgısında olduklarından, ayette bildirildiği gibi ‘yüzükoyun sürünerek yürüyen’ insan konumundadırlar. Allah’ın kusursuz yarattığı kadere teslim olmadıkları için sürekli acı çekerler. Ahireti düşünmeden sadece dünya hayatında elde etmek istedikleri şeytani hırsları için çabalarlar. İstediklerini elde edemediklerinde ise, ‘kendilerinin’ başarısız olduğunu düşündükleri için sinirlenir, üzülür ve kendilerini çaresiz hissederler. Oysa Allah’ın kaderde herşeyi kusursuz yarattığını bilen müminler, “… Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey, sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz.”(Bakara Suresi, 216) ayetinin bir gereği olarak, zahiren istemedikleri bir durum oluşsa dahi, Allah’ın bunu hayırla yarattığını bildikleri için sürekli mutmain ve huzurlu bir ruh hali içindedirler.

Allah’ın üstün aklına teslim olup en güzel hayatı yaşamak varken, inkar eden insanların kendilerini müstağni görmekte inat edip acı çekmeleri şeytanın apaçık bir oyunudur. Şeytan, insanları hiçbir zaman elde edemeyecekleri bir büyüklük hissine kaptırarak üstünlük yarışına sokturur. Bu durum, söz konusu insanların akıllarının ve vicdanlarının kapanmasına neden olur. Dolayısıyla nefislerine göre hareket eden bu insanlar Kuran’ın gösterdiği doğru yoldan saparak, en karmaşık, en zor, en rahatsız edici yollara girerler. Kendilerini akıllı ve uyanık zanneden bu kimseler, sonunda hiçbir üstünlük elde edemedikleri gibi büyük bir zarara uğrarlar. Hem dünya hayatını huzursuz ve mutsuz geçirmiş olurlar hem de Allah’a teslim olmadıkları için ahiretteki sonsuz hayatlarını cehennemde acı içinde geçireceklerdir. Oysa Allah en kolay olanı Kuran’da bildirmiş ve iman etmeleri sonucunda müminlere güvenlik duygusu ve huzur vermiştir. Müminler imanlarıyla dünyada en üst derecede mutluluğu yaşadıkları gibi, Allah için yaşamalarından dolayı da cennetle ödüllendirilirler.