Kuran’da, “Sana Kitap’tan vahyedileni oku ve namazı dosdoğru kıl. Gerçekten namaz, çirkin utanmazlıklardan ve kötülüklerden alıkoyar. Allah’ı zikretmek ise muhakkak en büyük (ibadet)tür. Allah, yaptıklarınızı bilir.” (Ankebut Suresi, 45) ayetiyle, Rabbimiz’i zikretmenin en büyük ibadet olduğu bildirilmektedir. Müminler bu ibadeti büyük bir içtenlikle yerine getirirler. Kalplerindeki derin Allah sevgisi, doğal olarak konuşmalarına da yansır. Karşılaştıkları her nimeti kendilerine verenin Allah olduğunu bilir, gördükleri her güzellikte Allah’ı düşünüp O’na şükrederler. Başlarına gelen her olayın özel bir hikmet üzerine yaratıldığının bilincinde oldukları için, her zorlukla birlikte yine Allah’ı zikredip O’na tevekkül ederler. Dolayısıyla hayatlarının her anında, yaşadıkları her olayda Allah’ı düşünüp, Rabbimiz’in ismini anarlar.

Müslümanların Allah’a bağlılıkları o kadar kuvvetlidir ki, her ne işle ilgilenirlerse ilgilensinler Allah’ı zikretmekten uzaklaşmazlar. Kuran’da, “(Öyle) Adamlar ki, ne ticaret, ne alış-veriş onları Allah’ı zikretmekten, dosdoğru namazı kılmaktan ve zekatı vermekten ‘tutkuya kaptırıp alıkoymaz’; onlar, kalplerin ve gözlerin inkılaba uğrayacağı (dehşetten allak bullak olacağı) günden korkarlar.” (Nur Suresi, 37) ayetiyle müminlerin Allah’ı zikretmede gösterdikleri kararlılığa dikkat çekilmektedir.

Müminlerin bu kararlılıkları, “Bunlar, iman edenler ve kalpleri Allah’ın zikriyle mutmain olanlardır. Haberiniz olsun; kalpler yalnızca Allah’ın zikriyle mutmain olur.” (Rad Suresi, 28) ayetiyle bildirilen gerçeği kavramalarından kaynaklanmaktadır. Dünya hayatında insanların zevk alabilecekleri pek çok nimet vardır; ancak bunların hiçbiri onlara Allah’ı zikretmenin verdiği gerçek huzur ve mutluluğu vermez. Her biri, ancak Allah’ın zikriyle birlikte bir anlam ve güzellik kazanır. Çünkü insan tüm bunlardan hoşnutluk duyabilecek bir ahlaka, ancak Allah’a teslim olarak, herşeyin, Rabbimiz’in yarattığı ve O’nun kontrolünde olan nimetler olduğunu bilerek ulaşabilir.

Ayrıca Kuran’da, Allah’ı çok anmanın, müminlere kesin olarak başarı ve üstünlük sağlayan imani sırlardan biri olduğuna da dikkat çekilmektedir:

Ey iman edenler, bir toplulukla karşı karşıya geldiğiniz zaman, dayanıklılık gösterin ve Allah’ı çokça zikredin. Ki kurtuluş (felah) bulasınız. (Enfal Suresi, 45)

Bu gerçeğin şuurunda olan müminler günün her saatinde, her şart ve durumda kalpleriyle veya dilleriyle Allah’ı anıp Rabbimiz’in şanını yüceltirler.