Yalan söyleyenlerin aldandığı konulardan biri, Allah’ın herşeyi gören ve işiten olduğunu bilmemeleri veya düşünmemeleridir. Herhangi bir nedenle yalan söyleyen bir insan, çevresindekileri aldatabilir, onları yanlış bir şeye inandırabilir, bazı şeyleri onlardan gizleyebilir, kendince bir kazanç elde edebilir. Ancak, içinden geçenleri, gerçekleri, doğruları tek hesap görücü, herşeye gücü yeten, herşeyi gören, işiten ve bilen Allah’tan asla gizleyemez. Allah bunu bir ayetinde şöyle bildirir:

Onlar, insanlardan gizlerler de Allah’tan gizlemezler… (Nisa Suresi, 108)

Ancak yalancı insan, aklı ve imanı yetersiz olduğu için, hiçbir şeye güç yetiremeyen, kendileri de Allah’a kul olan aciz varlıkları kandırdığında kendisini kurtardığını zanneder. Oysa, yalanlarla kandırdığı insanlar, ne kendisine bir zarar vermeye ne de bir fayda sağlamaya güç yetiremezler.

Bu gerçeğin farkında olan tüm müminlerin, akıllarından her geçenin, her söylediklerinin, kendi kendilerine gizlediklerini sandıkları herşeyin Allah’ın bilgisinde olduğunu bilmeleri ve her an bu gerçeğe göre davranmaları gerekir. Çünkü Allah herşeyi gören ve bilendir. Bu gerçeği haber veren bazı ayetlerde Allah şöyle buyurmaktadır:

Allah’ın göklerde ve yerde olanların tümünü gerçekten bilmekte olduğunu görmüyor musun? (Kendi aralarında gizli toplantılar düzenleyip) Fısıldaşmakta olan üç kişiden dördüncüleri mutlaka O’dur; beşin altıncısı da mutlaka O’dur. Bundan az veya çok olsun, her nerede olsalar mutlaka O, kendileriyle beraberdir. Sonra yaptıklarını kıyamet günü kendilerine haber verecektir. Şüphesiz Allah, herşeyi bilendir. (Mücadele Suresi, 7)

(Allah,) Gözlerin hainliklerini ve göğüslerin sakladıklarını bilir. (Mümin Suresi, 19)

Onlar, Allah’ın gizli tuttuklarını da, açığa vurduklarını da bildiğini bilmiyorlar mı? (Bakara Suresi, 77)

Şüphesiz, yerde ve gökte Allah’a hiçbir şey gizli kalmaz. (Al-i İmran Suresi, 5)

Göklerde ve yerde Allah O’dur. Gizlinizi ve açığınızı bilir; kazandıklarınızı da bilir. (Enam Suresi, 3)