“Yüzler vardır ki, o gün ışıl ışıl parıldayacaktır. Rablerine bakacaklardır (O’nu göreceklerdir).”

(Kıyamet Suresi, 22-23)

(Onlar [kâfirler] o gün Rablerini [cemal sıfatı ile] görmekten mahrumdur.)

[Mutaffifin Suresi, 15]

120

PEYGAMBERİMİZ (SAV) MİRAÇ’TA RABBİMİZİN TECELLİSİNİ GÖRDÜĞÜNÜ SÖYLEMİŞTİR

Cabir bin Abdullah, Peygamber Efendimiz’in, Necm Suresi’nin “Andolsun, onu bir de diğer inişte görmüştü. Sidretü’l Münteha’nın yanında.” mealindeki 13 ve 14. âyet-i kerimeleri üzerine;

“Elbette Rabbimi gördüm, Ben Sidretü’l-Münteha’da Rabbimi gördüm. Öyle ki,ilahi vechinin nuru, benim için zahir oldu.” buyurduğunu bildirmiştir.

Diğer hadisler:

Kıyamet gününde Hak Teâlâ meleklerine emredecek Arş’ın perdeleri kalkacaktır. O gün Cenâb-ı Hak tecellî edecek mahşer ehli, Allah’ın cemâlini görecektir.Ezeldeki ahdine sâdık kalanlar cennete, kalmayanlar ise cehenneme gireceklerdir. (Ahmed Bican’ın “MÜNTEHA” isimli Fusus Tercümesı Işığında Tasavvuf Düşüncesi, Ayşe Beyazit, s. 89)

İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: Allahü Teâlâ akıl ve insaf versin de, Allahü Teâlâ Cennette görülemez diyenler, Kur’an-ı Kerimde açıkça bildirilmiş olan Nass’lara karşı gelmesinler. Sahih hadisleri inkâr etmesinler. Bunlar gibi, açık bildirilmiş olanlara iman etmek lazımdır. Bunların nasıl olduklarını Allah bilir, demeli. Anlamadıkları için, (Aklım ermiyor) demeli. Kendi aklına güvenip, anlamadığına inanmamak, çok yanlıştır. (3/44)

Allahü teâlâyı Cennette görmeye inanmak şerefinden mahrum olanlar, bu saadete kavuşmakla nasıl şereflenebilir? (İnkâr eden, mahrum kalır) buyurulmuştur.

İmam-ı Rabbani hazretleri, Enam suresinin 103. âyetini açıklarken buyuruyor ki: Müminler, ahirette ve Cennette Allahü Teâlâyı göreceklerdir. (3/44 ve 90)

İmam-ı A’zam hazretleri buyuruyor ki:

Allahü Teâlâ ahirette görülecektir. (Fıkh-ı Ekber)

 (Onlar [kâfirler] o gün Rablerini [cemal sıfatı ile] görmekten mahrumdur.) [Mutaffifin Suresi, 15]

İmam-ı Şafii, İmam-ı Malik hazretleri gibi mezhep sahibi büyük âlimler, (Bu âyet-i kerime, müminlerin Allahü Teâlâyı cemal sıfatı ile göreceklerine bir delildir. Çünkü öyle olmasaydı, Kâfirler göremeyecek buyurulmazdı) demişlerdir. Hiç kimse denmiyor, kâfirler göremeyecek buyuruluyor. (Hazin)

Müminler, ahirette, Cennete girmeden önce de, girdikten sonra da, Allahü Teâlâyı göreceklerdir. (Nuhbet-ül-Leali)

Kur’an-ı kerimde, (Dünyada kör olan, ahirette de kör olur) buyurulması, kâfirler içindir. Müminler, ahirette Allahü Teâlâyı görecektir. (Berika)

İmam-ı Nevevi Hazretleri, “rüyet haktır” buyuruyor.

(Rüyet, baş gözü ile görme demektir)

Allahü teâlâ, Cennette mümin kullarına (Kullarım, Benden daha ne istersiniz ki vereyim) buyuracak, Cennette, mekândan münezzeh olduğu halde cemalini gösterecektir. (Miftah-ül Cenne)

Cerir b. Abdullah el Becelî (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.)’in huzurunda oturmakta idik. Rasûlullah (s.a.v.) dolunay durumundaki Aya baktı ve şöyle dedi: Siz Rabbinizin huzuruna varacaksınız ve şu dolunayı gördüğünüz gibi onu görecek ve görme konusunda bir zorluk ve sıkıntıyla karşılaşmayacaksınız.

Suheyb (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.); Allah’a yemin ederim ki,Allah o gün Cennetliklere kendisini görmekten daha sevimli bir şey vermemiştir.(Müslim, İman: 27; İbn Mâce, Mukadime: 17)

Cennet ehli cennete girdiği zaman, Allah Tebareke ve Teala şöyle buyuracak: “Size ilave olarak yapmamı istediğiniz başka bir şey var mıdır?”
”Sen bizim yüzlerimizi bembeyaz yapmadın mı? Cehennemden kurtarıp bizi cennete sokmadın mı; (Bundan daha iyi ve fazla ne olabilir ki?)” diyecekler. 
Bunun üzerine perde kaldırılacak, kendilerine Rableri Tealayı görmekten daha sevimli bir şey verilmediğini anlayacaklar. [Büyük Hadis Külliyatı-5, s. 415/10130]

“Ey Allah’ın Resulü! Rabbimiz’i görecek miyiz?”
”Bulutsuz berrak bir mehtap gecesinde Dolunay’ı görmek için itişip kakışır mısınız?”
”Hayır.”
”Bulutsuz bir günde Güneş’i görmek için birbirinizi itip kakarak birbirinize zahmet verir misiniz?”
”Hayır.”
”İşte Rabbinizi de öyle zahmetsiz ve sıkıntısız, apaçık göreceksiniz. [(Buhari, Müslim, Tirmizi), Büyük Hadis Külliyatı-5, s. 416/10133]

Cennet ehli cennete girdiklerinde amellerinin derecelerine göre oraya yerleşecekler. Sonra onlara dünya günlerinden Cuma günü kadar bir süre Rablerini ziyaret etmelerine izin verilecek. Onlara Allah’ın Arş’ı gösterilecek. Onlara cennet bahçelerinden bir bahçede gözükecektir. Onlara, nur minberleri, inci minberleri, yakut minberleri, zeberced (zümrüt cinsinden parlak, yeşil, kıymetli bir taş) minberleri, altın minberleri ve gümüş minberleri kurulacak. En aşağı dereceli kişileri bile -ki içlerinde aşağı dereceli kimse yoktur- misk yığını üzerinde oturacak. Kürsi sahiplerinin onlardan daha üstün meclisleri bulunduğunu görmezler… O mecliste Allah’ın yanında bulunup, O’na muhatap olmayacak hiç kimse olmayacaktır… [(Tirmizi), Büyük Hadis Külliyatı-5, s. 409-410/10100]

… Adn Cenneti’nde, cennetliklerle Rablerini görmeleri arasında Allah’ın vechindeki (yüzündeki) rıdâu’l-kibriyadan (büyüklük perdesinden) başka bir şey yoktur. [(Buhari, Müslim, Tirmizi), Cennet 3, 2530]

Cennet ehli Allah’ın huzuruna iki defa girer… Onlardan her biri o mecliste, amellerine göre, inci, yakut, zümrüt, altın ve gümüşten minberler üzerinde otururlar. Gözleri hiçbir zaman bu kadar aydın olmamıştır. Bunun tekrarına kavuşmak ümidi ile ertesi günü bekler halde yerlerine dönerler. [Ramuz el-Ehadis-1, s. 120/3]

Enes (r.a.) Hz.den rivayet ediliyor:  Allah (c. c. ) buyurur ki:

“Ey kullarım isteyin Benden, istediğinizi vereyim.”

Kullar,

“Senin cemalini isteriz” derler.

Bunun üzerine, Hz. Allah cemalinin görülmesine engel olan perdeleri kaldırır ve cennetlikler Allah’ın izni ile Rablerinin cemalini Ayın bedir halindeki vaziyeti gibi görür ve bakarlar. Bu görüş ve bakış, herkesin manevi derecesine göre olur.

İLAHİ CEMALİ GÖRÜNCE hemen secdeye kapanırlar. Allahü Teala der ki:

“Ey kullarım! Kaldırın kafalarınızı. ŞU AN secde ve rüku zamanı değil, CELAL SAHİBİ OLAN ALLAH’IN CEMALİNİ SEYRETME ZAMANIDIR.” (Hammami Tercümesi)

Hz. Cabir’den (r.a.) rivayet edildiğine göre, Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) haber vermiştir ki,

“Cennetlikler cennette nimetlere dalmış ve zevk içindeyken, bir ara bir nur parlar. Başlarını kaldırdıklarında, Hz. Allah’ın cemalinin tecelli etmiş olduğunu görürler.Allah (c.c.), “Selamün Aleyküm ey cennet ehli” diye selam verir. Ayetin manası işte budur.

Allah (c.c.) onlara, onlar da Hz. Allah’ın cemaline nazar ederler. Allah’ın cemaline baktıkları sürece, cennet nimetlerinden hiçbirine ilgi duymazlar. Çünkü, Allah’ın cemalini seyretmenin zevk ve lezzetiyle, cennet nimetlerini unuturlar. Hz. Allah’ın cemali gözlerinden kaybolana kadar bu vaziyette kalırlar. Sonra Allah’ın Cemali kaybolursa da nuru ve bereketi, ikinci, üçüncü.. seyredişe kadar cennetliklerin üzerinde devam eder.” (Hammami Tercümesi)

“Ey Rabbimiz! Dünyadayken, bize cennette cemalini göstereceğini va’detmiştin. Sen sözünden dönmezsin.”

Bu sırada, önlerinde, içinde nurlar bulunan bulut gibi bir şey bulunmaktayken, perdeler kaldırılır ve Allah’ın cemalinin nurları bedir halindeki ay gibi apaçık tecelli eder. Mü’minler, anlatılması mümkün olmayan bir şekilde, cihetten münezzeh olarak Allah’ın cemalini görünce, hayran kalıp iltica eder ve öyle bir sayha (haykırış, şiddetli ses) atarlar ki, sesleri taa arşa ulaşır.

Sonra, önce kendilerine sunulan temiz cennet şarabından içerler. İçince akılları başlarına gelir; ayılırlar.” (Hammami Tercümesi)

Cennette Allahu Tealâ’nın cemalini seyretme cuma günleri olacaktır. O gün cennet ehlinin bayramıdır. (Ebu Ya’la Heysemî)

Allah cemalinden perdeyi kaldırır. O’nu seyrederler. Vallahi Allah onlara cemaline bakmaktan daha güzel ve gözü aydınlık edecek bir nimet vermemiştir.” (Müslim Tirmizî Nesaî)

Peygamberimiz sav’in duası: “Allahım! Senden ölümden sonraki hayatın rahatlığını, cemalini seyretmenin lezzetini ve Sana kavuşmanın şevkini isteriz.”

0286