Kuran ahlakından uzak toplumlarda en yoğun yaşanan ve kabul gören özelliklerden birisi öfke ve gerilimdir. Olaylar karşısında öfkelenmek, sinirlenmek normal karşılanan tepkiler olarak görülür. Çevremizde sık sık “üstüne gitme; şuan biraz sinirli; sinirlendi ne yapsın” gibi ifadeler duyarız. İnsanların bazıları, günlük olaylar karşısında hemen öfkelenmeye, gerilmeye, sesini yükseltmeye, tartışmaya ve hatta kavga etmeye eğilimlidirler. Bu insanlar, trafikte uzun sure kaldıklarında, alışverişte aldığı ürün kusurlu çıktığında, işyerinde yemeğe planladığı saatte çıkamayıp bir de üstüne birisi kendisinden bir iş istediğinde, eleştirildiğinde, hava sıcakken yürümek zorunda kaldığında, birisi yanlışlıkla bir eşyasına zarar verdiğinde, kısacası karşılaştıkları olayların büyük bir çoğunluğunda öfkelenirler. Bu tip olayları hep olmaması gereken, günlük yaşamlarının işleyişini bozan olaylar olarak görürler. Sokakta veya bir otobüsün içinde bu tip insanların yüzlerindeki gerilim ve her an sanki kavgaya tutuşacakmış izlenimi veren yüz ifadesi dikkat çekmektedir.
Oysa Müslümanın böyle olaylara olan bakış açısı tamamen farklıdır. Dışarıdan, yüzeysel bir gözle bakıldığında aksilik gibi görünen tüm olayları Allah’ın kaderde yarattığını, daha kendisi doğmadan kaderinde o yaşayacağı olayın en ince ayrıntısına kadar planlandığını bilir. Allah her insanın karşısına çıkan olayları, o kişi için özel olarak yaratmakta, onun sabrını, tahammül gücünü, tevekkülünü ve zor anlarda Kuran ahlakına uygun bir tutum gösterip göstermeyeceğini denemektedir. Bunu bilen Müslüman, o olayın kaderinde yaratıldığını bilir ve hayırlı yönleri görmeye çalışır. Her ne kadar her olayın sebebi başka olaylar gibi görünse de, aslında tümü Allah’ın kontrolünde işlemektedir. İşte burada müminin göstereceği ahlakın, cahiliye ahlakından farkı ortaya çıkmaktadır. Mümin böyle olaylar karşısında gerilip, sinirlenmez, fiziksel olarak zorlandığı olaylar ile karşılaşsa bile, Allah’ın yarattığını bildiği için, Allah’a güvenir, daima en güzel tepkiyi, en güzel cevabı verir, kalbi daima mutmain ve huzurludur. Olaylardaki hayır ve hikmetleri düşünüp, Allah’ın kendisinden en razı olacağı, en beğeneceği ahlakı göstermeye gayret eder. Allah, Kuran’ın bir ayetinde Müslümanın öfkesini Allah rızası için yendiğini şöyle bildirmektedir:
Onlar, bollukta da, darlıkta da infak edenler, öfkelerini yenenler ve insanlar (daki hakların)dan bağışlama ile (vaz) geçenlerdir. Allah, iyilik yapanları sever. (Al-i İmran Suresi, 134)