Allah tüm insanları Kuran’a uymak, onda tarif edilen güzel ahlakı yaşamakla sorumlu kılmıştır. Dolayısıyla insanların hesap günü sorgulanacakları konulardan biri de, Kuran ahlakını yaşayıp yaşamadıkları olacaktır. Dünya üzerinde gelmiş geçmiş insanların tümü bu konuda uyarılmış ve Allah’ın hoşnut olacağı ahlakı yaşamaya davet edilmişlerdir. Fakat Allah’ın bu çağrısına uyan kişiler yalnızca iman sahipleridir.
Din ahlakından uzak toplumlarda da Kuran’da tarif edilen güzel ahlakın bazı yönlerini yaşayan insanlar olabilir. Bu insanlar yeri geldiğinde fedakar, yumuşak huylu, merhametli, adaletli, yardımsever bir tavır gösterebilirler. Ancak söz konusu kişiler her ne kadar güzel ahlaklı olduklarını iddia etseler de bu ahlakta sabır gösteremedikleri anlar mutlaka oluşur. Örneğin acil bir iş toplantısına yetişmesi gereken bir kimse sabah saati bozulduğu için uyuyakalabilir. Ardından uyanıp büyük bir telaşla işe yetişmeye çalışırken çok sıkışık bir trafiğe girebilir. İşe geç kaldığını haber vermek için telefon etmek isterken bir türlü telefon hattını düşüremeyebilir. İşte tam bu sırada yanındaki arkadaşı kendisine bir soru sorduğunda, o kişiye karşı ters bir ses tonuyla cevap verir. Hatta hiç cevap vermeden ters bir bakışla bakar. Söz edilen bu kişi kendince her zaman yardımsever ve anlayışlı görünen bir insan olduğunu iddia ettiği halde, böyle bir ortamda artık “sabrının tükendiğini” söyleyerek aksi ve insaniyetsiz bir tavır gösterir.
Kuran ahlakını yaşamayan insanların gün içinde bazı olaylar karşısında zaman zaman gereksiz bir öfkeye kapılırlar. Örneğin sekreteri kendisine çok önemli bir mesajı iletmeyi unutabilir, çocuğu evindeki en kıymetli eşyayı kırabilir, eşi yıllarca sahip olmak istediği yepyeni arabasıyla kaza yapabilir, bir akrabası çok yoğun işi olduğu bir dönemde onu ziyaret etmek isteyebilir… Kuşkusuz burada verilen örnek günlük hayatta insanların pek çok kez değişik şekilleriyle karşılaşabildikleri olaylardır. Ve Kuran ahlakını yaşamayan insanlar bu tarz durumların tümünde ya da bazılarında son derece çirkin davranışlar sergilerler. İşte tüm bunların sebebi, bu kişilerin Allah’ın emrettiği ahlakı yaşamakta sabır gösterememeleridir.
Kuran’ın emrettiği güzel ahlakı ise ancak sabır gösterebilen insanlar yaşayabilir. Bu insanların en önemli özelliklerinden biri kişilere, ortamlara, şartlara göre değişmemeleridir. Örneğin bir insan genel olarak çabuk öfkelenen bir karaktere sahip olabilir. Ama Allah’ın müminler için buyurduğu, “… öfkelerini yenenler ve insanlar (daki hakların)dan bağışlama ile (vaz) geçenlerdir…” (Al-i İmran Suresi, 134) ayetini öğrendiği anda, karşısına öfkelendirecek bir olay da çıksa bağışlayıcı bir yapı gösterir. Hatta hayatı boyunca üst üste en kızdırıcı davranışlarla da karşılaşsa bu tutumunu değiştirmez. Her ne olursa olsun iman eden kişi sabreder, güzel söz söylemekten, hoşgörülü olmaktan, öfkesini yenmekten ve Kuran’da emredilen diğer güzel ahlak özelliklerini göstermekten taviz vermez.
Nitekim insanın ahlakını asıl güzel hale getiren de onun bu ahlakını yaşamakta gösterdiği süreklilik ve sabırdır. Müminler yalnızca bağışlayıcılıkta değil, ihtiyaç içerisindeyken fedakarlıkta bulunmakta, tevazuda, merhamette, yumuşak başlılıkta, hoşgörüde, adalette, sevgide, saygıda, cesarette, irade kullanmakta hayatlarının sonuna kadar süreklilik göstermeye çalışırlar. Çünkü Allah, “Göklerin, yerin ve her ikisi arasındakilerin Rabbidir; şu halde O’na ibadet et ve O’na ibadette kararlı ol…” (Meryem Suresi, 65) ayetiyle müminlere ibadetlerinde kararlı davranmalarını emretmiştir. Allah’ın bir başka emri de kötülüklere güzellikle cevap vermektir. Nitekim Kuran’da müminlerin gösterdikleri sabır sayesinde kötülükleri en güzel şekilde uzaklaştırdıklarına da dikkat çekilmiştir:
İyilikle kötülük eşit olmaz. Sen, en güzel olan bir tarzda (kötülüğü) uzaklaştır; o zaman, (görürsün ki) seninle onun arasında düşmanlık bulunan kimse, sanki sıcak bir dost(un) oluvermiştir. Buna da, sabredenlerden başkası kavuşturulamaz. Ve buna, büyük bir pay sahibi olanlardan başkası da kavuşturulamaz. (Fussilet Suresi, 34-35)
Müminlerin güzel ahlaklarında gösterdikleri bu sabır ve kararlılığın sonunda ise Allah onları yaptıklarının en güzeliyle mükafatlandıracak ve cennetine sokacaktır. Bunu haber veren ayette şöyle buyrulur:
Sizin yanınızda olan tükenir, Allah’ın Katında olan ise kalıcıdır. Sabredenlerin karşılığını yaptıklarının en güzeliyle Biz muhakkak vereceğiz. (Nahl Suresi, 96)