ADNAN OKTAR: Sadece ahlaksızlık vardır, iman zafiyeti vardır, Allah’tan korkmamak vardır, Allah’a inanmamak vardır, iman zayıflığı vardır. İman zafiyetinin ortadan kalkması, Allah korkusunun güçlendirilmesi, samimi Müslüman olunması ve Kuran’a tam, candan, güzel ahlakla uyulması gerekir. Yani şu an bunun eksikliğinden genç kızlar da çok şikayetçiler dışarıda, genç delikanlılar da çok şikayetçiler, yani mutlu değiller.

Ben sokağa çıkıyorum, bakıyorum, suratları donuk. Mesela genç kız dedin mi böyle neşeli, sevgi dolu, gözleri pırıl pırıl bir insan bilirim, bakımlı tertemiz. Delikanlı dediğinde de yine öyle hayat dolu, sevgi dolu, herkese karşı saygıda kusur etmeyen, etrafına neşe saçan dinamik insanlar akla gelir. Ama ben bunu görmüyorum dışarıda, bir kere insanlar birbirine güvenmiyor. Bu çok korkunç bir şeydir. Yani evlenirken de birbirlerine güvenmiyorlar. Önce gidip Noterde mal akdi yapılıyor, boşanırsa şu kadar para ödeyecek diye… Daha başlangıcında tam bir facia. Yani madem o kadar güvenmiyorsun, seni dolandıracağından bu kadar eminsin, zulmedeceğinden eminsin. Bu insanla nasıl hayatını birleştiriyorsun sen? Bu anlaşma ne demek, o anlaşma oldu mu, o adamın yüzüne sen nasıl bakacaksın? Ama haklı olarak tabi, kadınlar evleneceği insanda güven arar. Güven için Allah korkusu gerekir, Allah’ı sevmesi gerekir, derin imana sahip ve takva olması lazım. Allah’tan korkmayana nasıl güvenecek bir insan? Yani Allah’ı fark edemeyecek akılda bir insan düşünün. Beyninin içinde şu kadar, mercimek kadar yerde yaşadığını fark edemiyor. Dışarıda maddi bir varlığı var, ama bu kadarcık yerde yaşıyor ve Allah’ı fark edemeyecek kadar aklı zayıf. Böyle bir insandan ne bekler bir insan? Kadınlar tabi ki doğru konuşan insandan çok hoşlanırlar. Mesela kadın için çok etkileyicidir, doğru konuşmak. Erkek için de çok etkileyicidir. Mesela sürekli doğru konuşan bir kadın, çok heyecan vericidir, çok büyük bir nimettir. Asla yalan söylemiyor, artık sen onun beyniyle bütünleşmişsin demektir, yani tek beyin olmuşsunuz. Asla yalan söylemiyor, bir insanın ruhuyla tam bağlantıya geçmek, bir kadının ruhuyla, müthiş heyecan vericidir. Ama yalan devreye girdiğinde beyin bağlantısı kopmuş oluyor. Artık bir sahte dünyaya giriş yapmış oluyorsunuz, o insan yok demektir. Ve güven, güven çok heyecan verici bir şeydir, yani ölümüne güvenmek, sonsuza kadar beraber olacağına ümit bağlamak inşaAllah. Ve asla vefasızlık, kalleşlik yapmayacağına inanmak, dürüst olduğuna inanmak bir insanı çok heyecanlandırır. Yani bir mümin için dünyanın en büyük nimetlerinden bir tanesidir.

İnsanların elinden işte bu alındı, güven alındı ve doğruluk alındı. Yani geriye zaten bir şey kalmıyor ki. Hem güvenmiyor, hem doğru konuşmadığından emin. Hem onu maddi olarak değerlendirdiğini biliyor. Yani parası için, mesleği için, tipi için sevdiğini, sevdiğini değil, heveslendiğini biliyor. O durumda kendisine, ruhuna saygı duymadığından emin. O zaman insan nasıl mutlu olsun? Bakıyoruz o yüzden insanların yüzü bir karış, mutlu olabilmesi için güvendiği, sevdiği ve yalan söylemeyen, Allah’tan korkan, candan insanlara insanın ihtiyacı vardır. Ve insanlar genellikle hep yalnız dikkat ederseniz, hiç dostları yok. Mesela ben soruyorum bazen sohbet ediyorum gençlerle. Mesela; “Hiç öyle candan güvendiğin biri var mı?” diyorum. “Eğer doğru söyleyecek olursak bir tane bile yok” diyor. “Hiç güvendiğim yok” diyor. “Samimi bir kız arkadaşım var, ama ona da hiç güvenmiyorum” diyor. Halbuki bu çok önemlidir. Yani bir insanın candan güvendiği, aynı kendisi gibi güvendiği samimi dostları olması lazım. O zaman insan mutlu olabilir. Yoksa mecburen sürekli yalan söyleyen adamlarla içiçesin, güvenemediğin insanlarla içiçesin. Bir nevi cehennem odasında yaşıyor gibi bir şey bu.

O zaman işte dışarıda cehennem odasında yaşayan insanların yüzlerini görüyoruz, mutlu olamıyorlar. Onun için Kuran’ın buram buram yaşanması çok önemlidir. Allah korkusunun, Allah sevgisinin buram buram yaşanması çok önemlidir. O zaman gerçek mutluluk bütün dünyaya yayılır, insanların buna ihtiyacı var.

Cennet o yüzden insanların hoşuna gider. Cennette herkese güvenirsin. Cennette kimse yalan söylemez, herkes güvenilirdir, kalleşlik yoktur, vefasızlık yoktur, oyun oynama yoktur. Fitne çıkartmazlar, dedikodu yapmazlar, o yüzden mutlu oluyor insanlar. Yani yoksa sırf cennetin eşyasından, malından, mülkünden dolayı mutlu olmuyor insanlar. Orada Allah’ın tecellisini gördükleri için, güzel ahlakı gördükleri için, herşeyi Allah’ın tecellisi olarak sevdikleri için mutlu oluyor insanlar. (Kanal 35 röportajından, 2 Şubat 2009)