Şeytan insanı Allah’ın yolundan alıkoymak için insanlara yalnız boş işleri süslemekle kalmaz. Onlara bu konuda çeşitli vaatlerde de bulunur. Allah şeytanın bu hilesini bir ayetinde şöyle bildirir:

(Şeytan) Onlara vaadler ediyor, onları en olmadık kuruntulara düşürüyor. Oysa şeytan, onlara bir aldanıştan başka bir şey va’detmez. (Nisa Suresi, 120)

Şeytanın etkisine giren insanlar önlerinde çok uzun yılların olduğuna kendilerini inandırıp, uzun vadeli planlar peşinde koşarlar. Sanki bu dünyada sonsuza dek yaşayacakmış gibi mal, mülk, makam, mevki hırsına kapılarak Allah’ın rızasından tamamen uzaklaşırlar. Allah bunun şeytanın bir kışkırtması olduğunu başka bir ayette şöyle bildirmektedir:

Şüphesiz, kendilerine hidayet açıkça belli olduktan sonra, gerisin geri (küfre) dönenleri, şeytan kışkırtmış ve uzun emellere kaptırmıştır. (Muhammed Suresi, 25)

Her insanın, kendi içinde bulunduğu durum ve şartlara göre binlerce konuda çok kapsamlı plan ve tasarıları vardır. Daha önce de belirtildiği gibi her meslekten, her yaş grubundan, her sosyal çevreden insanın planları birbirinden farklı da olsa, temelinde tümü dünyaya yöneliktir. Örneğin, bir iş adamının geleceğe yönelik en büyük ideali, büyük bir fabrikaya sahip olabilmektir. Bu fabrikaya sahip olduktan sonraki en büyük ideali ise, ürettiği malları dünya çapında “pazarlayabilmek”tir. Veya bir sanatçının ideali ülkesindeki herkes tarafından tanınan, sevgi ve saygı duyulan, yetenekleri takdir edilen bir insan olabilmektir. Bu amacına ulaşırsa bir sonraki amacı tüm dünya çapında aynı başarıyı gösterebilmektir. Pek çok insan için bu tarz çeşit çeşit örnek sayabiliriz. Bu insanlar dünyada kendileri için edindikleri bu idealleri gerçekleştirebilmek için gece gündüz çalışırlar. Yeri geldiğinde pek çok fedakarlıkta bulunur, pek çok zorluğa katlanır, her türlü sıkıntıyı ve engeli aşmak için uğraşırlar.

Ama acaba bunları gerçekleştirebilecek kadar ömürleri var mıdır? İşte her insanın öncelikle bunu düşünmesi gerekir. Çünkü yukarıda sayılan planların hiçbirinin gerçekleşmesi garanti değildir. Ama ölüm mutlaka gerçekleşecek, her insanın başına gelecektir. Buna rağmen bu insanların ölüm sonrası için hiçbir plan ve hazırlıkları yoktur. Tüm hayatları dünyadaki yaşamlarına yönelik idealleri gerçekleştirmeye adanmıştır. Üstelik bir gün ölümle birlikte tüm planlarının bir daha tamamlanmamak üzere yarıda kalabileceğini akıllarına bile getirmemişlerdir. Çünkü şeytan onlara, ayette bildirildiği gibi türlü vaatlerde bulunmuş ve onlar da bunlara kapılıp kendi kendilerini kandırarak bir ömrü tüketmişlerdir.

Oysa insan uzun emeller peşinde koşmak yerine Allah’a karşı sorumlu olduğunu ve din gününde O’nun huzurunda bütün yaptıklarının hesabını vereceğini bilerek, Allah’ın Kuran’da gösterdiği yola uygun şekilde yaşamalıdır. Aksi takdirde, sonsuz hayatı için bir hazırlık yapmaması, kendisi için tanınan fırsatı kaçırması, onu sonsuza kadar cennetten mahrum bırakabilir. Cennetten mahrum olan bir insanın gideceği yer ise cehennemdir.

Allah’ın kendisine tanıdığı bu süreyi hiçbir değeri olmayan işlerle sorumsuzca tüketenler, ahirette çok büyük bir pişmanlık yaşayacaklardır. Kendilerine o gün şöyle denilecektir:

… Size orada (dünyada) öğüt alabilecek olanın öğüt alabileceği kadar ömür vermedik mi?.. (Fatır Suresi, 37)

Ayette bildirildiği gibi, her insana öğüt alabileceği, vicdanının sesini duyabileceği kadar süre verilmiştir. Şeytan ne kadar yanlış yola sürüklemeye çalışsa da, insanın bu çağrıya icabet etmeme, Allah’ın emrettiği yolda ilerleme imkanı vardır. Bunun tek yolu samimi bir iman ve Allah’a güvendir. Nitekim bu özelliklere sahip insanlara yönelik olarak şeytanın her türlü çabasının, aldatıcı vaadinin boşa çıkacağı Kuran’da bildirilmiştir:

“Onlardan güç yetirdiklerini sesinle sarsıntıya uğrat, atlıların ve yayalarınla onların üstüne yaygarayı kopar, mallarda ve çocuklarda onlara ortak ol ve onlara çeşitli vaadlerde bulun.” Şeytan, onlara aldatmadan başka bir şey vadetmez. “Benim kullarım; senin onlar üzerinde hiçbir zorlayıcı gücün (hakimiyetin) yoktur.” Vekil olarak Rabbin yeter. (İsra Suresi, 64-65)

Dikkat edin, şeytan sizi de dünyevi hırs ve emellerin, uzun vadeli planların peşinde koşturarak, asıl hazırlık yapmanız gereken yeri unutturmasın. Siz dünyevi ideallerle, geçici hırslarla kendinizi oyalayıp, iyi işler yaptığınızı sanarak kendinizi kandırmayın. Allah’ın aşağıdaki emrini yaşamınızın hiçbir anında aklınızdan çıkarmadan uygulayın:

Ey iman edenler, Allah’tan korkun. Herkes yarın için neyi takdim ettiğine baksın. Allah’tan korkun. Hiç şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberdardır. Kendileri Allah’ı unutmuş, böylece O da onlara kendi nefislerini unutturmuş olanlar gibi olmayın. İşte onlar, fasık olanların ta kendileridir. (Haşr Suresi, 18-19)