“Salih” kelimesi, güzel, doğru, hayırlı anlamlarına gelir. “Amel” kelimesinin ise Türkçedeki en yakın karşılığı “iş”tir. Dolayısıyla salih amel, iyi ve hayırlı iş anlamına gelir ki, bu da Kuran’da Allah (cc)’ın rızasına ve indirdiği ahlaka uygun her türlü fiil ve hareketi ifade eder.
İnsanı doğru yola ulaştıracak ve ona ahirette büyük nimetler kazandıracak olan şey, iman etmesinin yanında, o imana uygun salih ameller işlemesidir. Çünkü salih amel, kişinin, yalnızca Allah (cc) rızasını gözettiğinin, samimi iman ettiğinin bir göstergesidir. Allah (cc), Kuran’da şöyle buyurur:
İnsanlar, (sadece) “İman ettik” diyerek, sınanmadan bırakılacaklarını mı sandılar? Andolsun, onlardan öncekileri sınadık; Allah, gerçekten doğruları da bilmekte ve gerçekten yalancıları da bilmektedir. (Ankebut Suresi, 2-3)
Salih amel, insanın Allah (cc) rızasını kazanmak için dünyada gösterdiği çabadır. İslamın tebliğ edilmesi, Kuran ahlakının yaşanması için çalışılması, Kuran’ın iyi anlaşılması için gayret gösterilmesi, Müslümanların her türlü sosyal ve kişisel problemlerinin çözümü gibi konuların hepsi; namaz, oruç, zekat, hac gibi ibadetlerin yanı sıra gerçekleştirilmesi gereken salih amellerdir. Gösterilen her salihane tavır, Müslümanların sabırlarını, kararlılıklarını, sadakatlerini, kısacası imandaki dirayetlerini ortaya çıkarır.
Ancak dikkat edilmesi gereken çok önemli bir nokta vardır: Bir ameli salih kılan şey, yalnızca onun sonucu değildir, onun ardındaki “niyet”tir. Bu nedenle de, bir amelin salih olması, yalnızca ve yalnızca Allah (cc) rızası gözetilerek yapılmış olmasına bağlıdır. İnsan eğer bu amaçtan uzaklaşırsa, başka insanların rızasını aramak için çabalarsa, bunun Kuran’daki tanımı “şirk”tir ve şirk büyük bir günahtır.
Dolayısıyla, Allah rızası için yaşayan mümin için önemli olan, yapılan salih bir işin sonuçlanıp sonuçlanmaması değildir. Örneğin bir insan, Allah rızası için bir konuda uzun süre çabalayabilir ama sonuç beklediği gibi olmayabilir. Burada önemli olan, işin Allah (cc) rızası için yapılmış olmasıdır. Ayetteki, “… Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey, sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz” (Bakara Suresi, 216) hükmüne göre, ulaşılmak istenen sonucun gerçekten hayırlı olup olmadığını bilen ancak Allah (cc)’tır.
İnsanın Allah (cc) için salih amellerde bulunması, onun Allah (cc)’a olan yakınlığını ve ahiretteki derecesini artırır. İnsanın imanı, bu amelle birlikte sağlamlaşır. Allah (cc), bir ayetinde şöyle buyurmaktadır:
“… Güzel söz O’na yükselir, salih amel de onu yükseltir…” (Fatır Suresi, 10)