Hz. Süleyman da güzel ahlakın yaygınlaştırılmasında son derece cesur ve kararlı davranmış olan peygamberlerden biridir. Allah ona büyük bir hakimiyet nasip etmiştir. Güzel ahlakı insanlar arasında hakim kılma arzusu çok şiddetli bir şekilde tecelli etmiş, bu amaçla daha önce benzeri görülmemiş yöntemler geliştirmiştir. Cesareti pek çok toplumu derinden etkilemiş, sırf onun bu üstün vasfı, dirayet ve kararlılığı başka kavimlerin hayranlığını uyandırmıştır. Kendisine karşı büyük ordulara sahip olan Sebe Melikesine haber yollayarak onun ve kavminin iman etmesi için son derece etkili bir yöntem izlemiştir:
(Hüdhüd’ün mektubu götürüp bırakmasından sonra Saba melikesi Belkıs:) Dedi ki: “Ey önde gelenler gerçekten bana oldukça önemli bir mektup bırakıldı. Gerçek şu ki, bu, Süleyman’dandır ve ‘Şüphesiz Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla’ (başlamakta)dır. (İçinde de:) “Bana karşı büyüklük göstermeyin ve bana Müslüman olarak gelin” diye (yazılmaktadır).
Dedi ki: “Ey önde gelenler, bu işimde bana görüş belirtin, siz (herşeye) şahidlik etmedikçe ben hiçbir işte kesin (karar veren biri) değilim”.
Dediler ki: “Biz kuvvet sahibiyiz ve zorlu savaşçılarız. İş konusunda karar senindir, artık sen bak, neyi emredersen (biz uygularız).
Dedi ki: “Gerçekten hükümdarlar bir ülkeye girdikleri zaman, orasını bozguna uğratırlar ve halkından onur sahibi olanları hor ve aşağılık kılarlar; işte onlar, böyle yaparlar.
“Ben onlara bir hediye göndereyim de, bir bakayım elçiler neyle dönerler”.
(Elçi hediyelerle) Süleyman’a geldiği zaman: “Sizler bana mal ile yardımda mı bulunmak istiyorsunuz? Allah’ın bana verdiği, size verdiğinden daha hayırlıdır; hayır, siz, hediyenizle sevinip öğünebilirsiniz” dedi.
“Sen onlara dön, Biz onlara öyle ordularla geliriz ki, onların karşı koymaları mümkün değil ve Biz onları ordan horlanmış-aşağılanmış ve küçük düşürülmüşler olarak sürüp çıkarırız”. (Neml Suresi, 29-37)
Hz. Süleyman’ın bu kararlı ve cesur tutumu, Allah’ın rızasını araması ve dünyevi hiçbir şeye tamah etmeyen tutumu Sebe melikesini derinden etkilemiş ve imanına vesile olmuştur:
… Dedi ki: “Rabbim, gerçekten ben kendime zulmettim; (artık) ben Süleyman’la birlikte alemlerin Rabbi olan Allah’a teslim oldum.” (Neml Suresi, 44)