Münafık karakterli kimseler inançlarındaki bozukluk nedeniyle müminlerden tamamen farklı ve Kuran’dan çok uzak bir hayat felsefesi geliştirmişlerdir. Mantık örgüleri, Allah’ın rızasını kazanmak üzerine değil, nefislerini hoşnut etmek ve çıkar elde edebilmek üzerine işler. Bu nedenle dinin menfaatleri yönünde hareket etmeyi kendilerince boşa harcanan bir emek olarak nitelendirirler. Ahirete olan inançları çok bulanıktır. Dolayısıyla ahirete yönelik …
Ağır Davranmak Bir Kazanç Değil, Aksine Büyük Bir Akılsızlıktır
Kuşkusuz kalplerinde hastalık bulunan kimselerin “ağır davranmaları” büyük bir yanılgı içerisinde olduklarını göstermektedir. Zira Allah yolunda harcanan her çaba insana olabilecek en büyük menfaati sağlar. Kişinin şevkle ortaya koyduğu emek, ona Allah’ın rızasını kazandıracaktır. Allah razı olduğu kullarına hem dünyada hem de ahirette güzellik ve iyilik vaat etmiştir. Dolayısıyla dünya menfaatleri yerine Allah’ın rızasını hedefleyen …
Şevksiz ve İsteksizce Yapılan İşlerin Sonucu Ne Olur?
İnsanların büyük çoğunluğu dini yaşama konusundaki şevksizliği sıradan bir durgunluk ve tembellik hali olarak algılar, dolayısıyla bu durumu telafi etmek için herhangi bir çaba harcamazlar. Bunun, kendilerini sonsuza kadar büyük bir kayba sürükleyebilecek derecede önemli bir eksiklik olduğuna ihtimal vermezler. Oysa Kuran’da bu hastalığa dikkat çekilmiş ve insanlar böyle bir tehlikeye karşı uyarılmışlardır. Çünkü insanların, …
Şevksizlikten Kurtulmanın Yolu Nedir?
Şevksizliğin Tek Çözümü: Allah Korkusu… Şevksizliğin kökeninde çoğu zaman bir iman zafiyeti olduğunu, bunun ne kadar tehlikeli bir tavır bozukluğu olduğunu kavrayan bir kimse, bu hastalıktan bir an önce kurtulabilmek için Kuran’da gösterilmiş olan tüm yollara uymalıdır. Öncelikle şevkin asıl kaynağının Allah korkusu olduğunu bilmeli ve bu yönde kendisini güçlendirmeli, derin bir tefekkürle Allah’a olan …
Şevkli ve Heyecanlı Olun!
Tüm vicdan sahibi kimselere, vicdanlarının sesini dinleyip Allah’ın Kuran’daki davetine büyük bir şevkle icabet etmelerini bir kez daha hatırlatmak istiyoruz. Çünkü insan, dünyaya bir kez gelir, bir kez imtihan olur ve öldükten sonra bir daha bunun geri dönüşü mümkün değildir. Dünya hayatı, Kuran’da da bildirildiği gibi “göz açıp kapayıncaya kadar” geçer. İnsan burada vicdanını, iradesini …
Zulüm, İşkence ve Azap
Kuran’da, insanlara zulüm, işkence ve baskı uygulamaya da fitne ismi verilmektedir: Sonunda Musa’ya kendi kavminin bir zürriyetinden (gençlerinden) başka -Firavun ve önde gelen çevresinin kendilerini belalara (fitnelere) çarptırmaları korkusuyla- iman eden olmadı. Çünkü Firavun, gerçekten yeryüzünde büyüklenen bir zorba ve gerçekten ölçüyü taşıranlardandı. (Yunus Suresi, 83) Gerçek şu ki mümin erkeklerle mümin kadınlara işkence (fitne) uygulayanlar …
Fitne Çıkartmak ve Kuran’daki Karşılığı
Allah fitneyi Bakara Suresi’nin 191. ve 217. ayetlerindeki “fitne öldürmekten beterdir” ifadesiyle insan öldürmekten daha büyük bir suç olarak tanımlar. Dolayısıyla fitnenin ne denli büyük bir suç olduğunu anlamak için, Kuran’da “insan öldürmenin” karşılığına bakmak yerinde olur. Ayette şöyle buyrulmaktadır: Kim bir mümini kasıtlı olarak (taammüden) öldürürse cezası, içinde ebedi kalmak üzere cehennemdir. Allah ona …
Tebliğ Yapan kişi Kendisi nasıl Tanıtmalı?
Cahiliye toplumlarında, insanlar birbirlerine yalnızca menfaat karşılığında iyi davranırlar. Bir insanın bir diğerine ilgi göstermesinin ardında, mutlaka bir menfaat beklentisi vardır. Bu durum cahiliye toplumunun çoğu üyesi tarafından da bilinir. Bu kişiler, bu yerleşik durumun doğal bir sonucu olarak, kendilerine ilgi gösteren herkes hakkında, “acaba ne gibi bir menfaat gözetiyor” şeklinde düşünürler. Eğer birisi oturup …
Müminlerin Çekişmesi Fitneye Sebep Olur
Allah Enfal Suresi’nde müminlerin birbirinin velisi olmadıkları takdirde dünyanın fitne ile dolacağını şöyle haber vermektedir: İnkâr edenler birbirlerinin velileridir. Eğer siz bunu yapmazsanız (birbirinize yardım etmez ve dost olmazsanız) yeryüzünde bir fitne ve büyük bir bozgunculuk (fesat) olur. (Enfal Suresi, 73) Müminler fitne çıkarmaktan titizlikle kaçınır, fitneye yol açabilecek en ufak bir hata içine girmezler. Ancak …
Fitne Unsurları nelerdir?
Müminin dünya hayatında nasıl yaşaması gerektiğini, herşeyin Yaratıcısı olan Allah en ince ayrıntısına kadar bildirmiştir. Ancak kimi insanlar istek ve tutkularını ölçü aldığında, bedeni arzularını ve kendi beklentilerini dinin menfaatlerinin ve Allah’ın hoşnutluğunun önüne alabilmekte, gaflet dolu bir ruh haline girebilmektedir. Böyle olunca da Allah’ın, sakınmasını söylediği şeylerin içine büsbütün dalabilmekte, titizlik göstermesi gereken konularda …
“Müslümanın Zenginliği Allah Rızası İçindir”
ADNAN OKTAR: (Müslüman zengin olabilir) Tamam zengin olabilir, ama niçin zengin olur? Allah rızası için zengin olur Müslüman. Allah rızası için zengin olan da Allah rızası için o malını kullanır, imkanlarını kullanır. Hz. Süleyman (as) zengindi, ama Allah için kullandı, değil mi? Kendi keyfine, zevkine kullanmadı, Allah rızası için kullandı. Hz. İbrahim (as) da zengindi. Ama …
Nefsin İki Yönü mü var?
İnsanın yapısı hakkında Kuran’da verilen bilgileri incelerken, “nefs” kavramına oldukça sık rastlarız. Nefs Arapçada “insanın kendisi”, anlamına gelir ve Türkçe’de tam bir karşılığı olmasa da “benlik” kelimesiyle bir derece tercüme edilebilir. Kuran’da haber verildiği gibi, “nefs” iki taraflıdır: İnsanın içinde kötülüğü emreden bir taraf ve o kötülükten sakınmayı emreden bir taraf bulunmaktadır. Şems Suresi’nde bu …
“Nefsin Terbiye Edilmesinde Ölçü Samimiyettir”
ADNAN OKTAR: Nefsin terbiye edilmesinde, Allah’ın gösterdiği tek bir ölçü vardır, samimiyet. Samimiyeti biz ortaya koyduğumuzda, nefs çok makul hale gelir. Çünkü çıkarlar mantıklı olmayı sağlar. Ama vicdanımız da akıllı olmayı sağlar. Samimi ve candan davranmayı sağlar. Biz aklımızla ve vicdanımızla hareket edeceğiz. Aklıyla vicdanıyla hareket eden adam hep doğru hareket etmiş olur. Mesela Allah esirgesin, …
İstek ve Tutkularını İlah Edinenler
Nefis önceki sayfalarda da vurguladığımız gibi iki taraflıdır ve Allah nefse fücuru yani kötülüğü ve ondan sakınmayı ilham etmiştir. Kuran’da, nefsin fücurunu ifade etmek için çoğu kez “heva” ifadesi de kullanılır. Heva sözlükte; “istek, tutku, nefsin arzu ve hevesi, şehvet, şehvete karşı şiddetli eğilim, insanın bozulmasına yol açan bütün olumsuz içsel etkenler” şeklinde tanımlanır. İnkarcılar, …
“Çıkarları İçin Yaşayanlar Hiçbir Zaman Mutlu Olamazlar”
ADNAN OKTAR: Bakın şu an önümüzde bir perde var. Biz de perdenin üstüne yapışığız adeta ve bunu seyrediyoruz. Böyle harika bir yapı varken, işte adam çeki ödemedi diye onunla kavga ediyor, hakaret ediyor. Veya bir arkadaşıyla rekabet etmeye kalkıyor, ama şu görüntüden oluşan dünyanın içerisinde, televizyon ekranının üzerinde yaşayan bir insanı düşünün, yani televizyon ekranının …
Vicdan ve Ruh
Nefsin iki ayrı yönü olduğu Kuran’da bildirilir ve nefsin bir kısmının “heva”dan, yani insanı Allah’ın yolundan alıkoyan bencil tutku ve hırslardan oluştuğuna haber verilir. Nefsin öteki kısmı olan vicdan ise, insanı Allah’a ve dinin içerdiği doğrulara yöneltir, nefsin içindeki “fücur”dan sakınmasını sağlar. Vicdan, insana Allah’ın üflediği “ruh”tan kaynak bulur. Secde Suresi’nde Allah’ın insana Kendi ruhundan …
Kalp, Akıl ve Zeka
nsanın içinde heva ve vicdan şeklinde iki ayrı yön olduğunu daha önceki bölümlerde açıklamıştık. Bu hususta akıl ve akılsızlık kavramları da büyük önem taşımaktadır. Çünkü Kuran’da, hevaya uymanın akılsızlığı, vicdana uymanın ise aklı getirdiği haber verilir. Az önce de belirttiğimiz gibi, hevasına uymuş, dolayısıyla Allah’tan uzaklaşmış bir insan, kısa sürede akletme özelliğini yitirir. Allah Kuran’da, …
“Tüm Gücüyle Vicdanına Uyan İnsan, En Akıllı İnsandır”
ADNAN OKTAR: Akıl insanın kendi kontrolünde gibi görünen, ama kaderinde olan, Allah’ın ona verdiği bilgidir. Yani Allah’ın ona sunduğu her türlü bilgidir. Ve düşünme şeklidir. Ama bunun tamamını Allah kaderde her kula, her insana yazmıştır ve aynısıyla dediği gibi olaylar olmuştur. Mesela Hz. Musa (as)’ın konuşmaları var Kuran’da. Hz. Musa (as) daha doğmamışken, daha dünya yokken …
Akıl Sahipleri ve Aklı Örten Etkenler
Aklı insana Allah verir; dilediği anda da geri alır. İnsanın aklının gelişmesi ise, kalbinin gelişmesine, yani kalbinin “Allah’ın zikri” ile dolmasına bağlıdır. Peki “akıl sahibi” ne demektir? Kuran’ın genel mantığına baktığımızda, bu sorunun cevabını kolaylıkla bulabiliriz: İnsanın kalbini ve aklını kapalı tutan şeyler, hırs ve bencil tutkulardır. Örneğin, kıskançlık halinde bulunan bir insan, aklının önemli …
“Akıl, Kuran Ahlakına Uymakla Oluşur”
ADNAN OKTAR: Tabii, elhamdülillah denir, Allah’a hamd edilecek. Allah öyle tecelli ediyor. Allah ona bir görüntü meydana getiriyor. Allah öyle görünmüş oluyor ona. Yani şahsı görmüyor o, Allah’ın ondaki tecellisini görmüş olur. Dolayısıyla gururlanacak ne durum var orada? Zaten saydam bir varlık, ölümlü bir varlık, saydam ve simsiyah. Allah kafamızda onu aydınlık ve ışık halinde …
Akıl ve Duygusallık birbiriyle çelişir mi?
Aklı örten etkenlerin en önemlilerinden biri, duygusallık, ya da diğer adıyla romantizmdir. Bu, son derece tehlikeli ve zararlı bir ruh halidir ve pek çok insanı akletmekten alıkoyar. Duygusallık, insan duygularının aklın denetimini aşması ve aklı geride bırakarak insanın kontrolünü ele almasıdır. Duygusal bir insan, hiçbir akılcı tutarlılığı olmayan şeyleri sırf duygularının esiri olduğu için yapabilir. …
“Müminlerin Sevgisi ve Evliliği Allah Rızası İçindir”
ADNAN OKTAR: Olabilir bu tip insanlar, aklı fikri evlilikte olan tipler çoktur. “Adın ne?” dersen “evlilik, koca” der. Çünkü kocası olması onun için bütün hayatını garanti altına alması demektir. Sosyal sigortaların en yüksek dereceden bir insana sunduğu sigorta hizmeti ne ise, onu sunduğunu düşünüyor. Çünkü onu yedirecek, içirecek, gezdirecek, ona para verecek, hastalığında tedavisini yaptıracak. …
Kuran’da Tebliğ ve Tartışma nasıl anlatılır?
Tebliğ Kuran’ın gözardı edilen önemli hükümlerinden birisidir. Insanların bir çoğu “İslam’ı yaşamak” dendiğinde bunu sadece bazı fiziki farzları yerine getirmek olarak algılar. Namaz, oruç, hac, zekat gibi farzların yerine getirilmesinin kişinin mükemmel bir müslüman olması için yeterli olduğunu düşünür. Halbuki İslam maneviyat ve sevgi üzerine oturtulmuş bir dindir. Elbette fiziki olarak yerine getirilmesi gereken farzlar …
Allah’ı nasıl tanıtabiliriz?
Semud (halkına da) kardeşleri Salih’i (gönderdik). Dedi ki: “Ey kavmim, Allah’a ibadet edin, sizin O’ndan başka ilahınız yoktur. O sizi yerden (topraktan) yarattı ve onda ömür geçirenler kıldı. Öyleyse O’ndan bağışlanma dileyin, sonra O’na tevbe edin…”(Hud Suresi, 61) Cahiliye toplumundaki Allah inancı, Kuran’daki aslıyla hiçbir biçimde uyuşmaz. Cahiliye, kendi ilkel anlayışlarına uygun şekilde, çarpık, masalsı …
Ahireti nasıl Hatırlatabiliriz?
Ve hiç kimsenin, hiç kimse adına bir şey ödemeyeceği,hiç kimsenin şefaatinin kabul edilmeyeceği, hiç kimseden bir fidye alınmayacağı ve yardım görülmeyeceği bir günden sakının.(Bakara Suresi, 48) Cahiliye toplumundaki insanların en büyük imani sorunlarından biri, ahiretin varlığına olan inançlarındaki eksikliktir. Sanki gerçekte ahiret yoktur da, insanlar ölüm konusunda kendilerini bir nevi teselli etmek için bunu “uydurmuşlardır”. …
Allah’ın birliği ve şirki nasıl anlatabiliriz?
Sizin ilahınız tek bir ilahtır; O’ndan başka ilah yoktur; O, Rahman’dır, Rahim’dir (bağışlayan ve esirgeyendir). (Bakara Suresi, 163) İnsanların önemli bir bölümü Allah’a inanır. Ancak onları asıl iman yolundan saptıran şey, kendilerine Allah’tan başka ilahlar edinmeleridir. Bu durum, Kuran’da şirk (ortak koşmak) olarak tanımlanır; şirk koşanlara ise “müşrik” denir. Buna karşın, İslam’ın özü “tevhid”dir; yani “birlemek”, …
Kuran Haktır Ve Korunmuştur
Dünya üzerindeki herhangi bir kişiye Kuran-ı Kerim hakkında ne bildiğini sorsanız, size İslam dininin kutsal kitabı olduğunu söyleyecektir. Bu doğru bir cevaptır, fakat yeterli değildir. Çünkü Kuran insanların büyük bir bölümünün zannettiği gibi sadece Müslüman olarak doğmuş ya da sonradan Müslümanlığı kabul etmiş insanlara değil, Allah’ın tüm insanlığa göndermiş olduğu ve kıyamet gününde de sorumlu …
Dünya Bir İmtihan Yeridir
Pek çok insan sadece iman ettik demenin, tam bir müslüman ya da “cennet ehli” bir müslüman olmaları için yeterli olacağı sanabilir. Oysa iman ettiğini beyan etmek, Kuran’a dayalı olarak sürdürülecek olan uzun bir eğitimin ilk adımıdır. Kuran’da Allah müminleri, “… Bizim Rabbimiz Allah’tır deyip, sonra dosdoğru bir istikamet tutturanlar…” (Fussilet Suresi, 30) olarak tanımlar. Bu dosdoğru istikamet Allah’ın, …
Her An Müslüman Kalitesini Yaşamak
Onlar hâlâ cahiliye hükmünü mü arıyorlar? Kesin bilgiyle inanan bir topluluk için hükmü, Allah’tan daha güzel olan kimdir? (Maide Suresi, 50) İnsanların, yalnızca Kuran’a iman ettiklerini beyan etmeleri Kuran’da tarif edilen gerçek müslüman olmaları için yeterli değildir. Allah bu imanın hayata geçirilmesini, insanın günlük yaşamının her aşamasında Kuran’ı rehber ve kıstas edinmesini istemektedir. Eğer bir insan …
İslam’daki Kaliteyi Yaşamak Kolaydır ve İnsanın Yaratılışına Uygundur
Cahiliye toplumunda dinin içine gelenekler, töreler, hurafeler, yanlış inançlar ve daha birçok yabancı unsur katılmış ve sonuçta ortaya uygulaması son derece zor, çarpık bir model çıkmıştır. Bunun üzerine, bir de dine karşı mücadele yürüten inkarcı çevrelerin kasıtlı propagandaları eklenince, çoğu insan İslam’ı çok zor, uygulandığında insanı büyük sıkıntılara sokacak bir din olarak görmeye başlar. Oysa …