Mizah konusu hakkındaki yasaklamaya burada ayrıca değinmekte fayda vardır. Başarılı mizah bir sanattır. Bunu mükemmel yapan insanlar genellikle akıl ile sanatı birleştirerek müthiş eserler meydana getirirler. Mizah ile kimi zaman ortama neşe getirilir kimi zaman da açıkça eleştirilemeyecek konular üstü kapalı ama gönül alıcı ve yapıcı şekilde ifade edilir. Karşı tarafı neşelendiren, öğüt veren ama aynı zamanda da kalbe hitap eden şekilde kullanıldığında mizah çok büyük bir nimettir. Sanatın her türlüsü gibi mizah da ufku açan, ortama, toplumlara incelik, zarafet, nezihlik getiren bir güzelliktir. Mizah, demokrasilerin de güzel bir yönüdür. Bağnazlar böyle önemli bir nimeti de kendilerinden uzaklaştırarak, hiçbir inceliği olmayan, kaba ve ruhsuz bir hayatın içine sürüklenirler.
Bağnazların neşe, kahkaha ve mizah konusundaki bütün olumsuzlukları yukarıda belirttiğimiz gibi Kuran ile yalanlanmaktadır. Peygamberimiz (sav) ve sahabe de Kuran’ın bu ruhuna uygun hareket etmiş ve imanın getirdiği neşeyi, sevinci yaşamışlardır:
Hz. Aişe anlattı; seferlerinden birine, Rasulullah’la (s.a.v.) çıktım. Rasulullah (s.a.v.) sahabilere: “İlerleyin” dedi. Onlar da ilerlediler. Daha sonra: “Gel, seninle yarışalım” dedi. Onunla koşu yarışına girdim ve onu geçtim. Bana bu konuda bir şey demedi… Yine seferlerden birine Rasulullah’la (s.a.v.) birlikte çıktım. O, sahabilere yine: “İlerleyin” dedi. Onlar da ilerlediler. Bana: “Haydi gel yarışalım” dedi. Onunla koşu yarışına girdim. Ama bu defa da o beni geçti. Gülmeye başladı ve: “Bunu sen hak ettin” dedi. (Beyhakî, Sünenu’l-Kubra, X/18; İmam Ahmed, Musnsd, VI/264)
Ebu Usame: “Onunla şakalaşırdı” demiştir. (Ebu Davud, Sünen, kitabu’l-edeb, bab: 91; Tirmizî, Sünen, 192, 1992, 3828; İmam Ahmed, Taberanî, Tirmizî, Ibn Asakir)
Ebu Hureyre (r.a.) şunu söyledi: “Rasulullah (s.a.v,), Hz. Ali’nin oğlu Hüseyin’e dilini çıkarır, çocuk onun dilini görünce sevincinden çırpınırdı.”
Abdullah Ibnu’l-Haris Ibn Cez’ şöyle dedi: “Rasulullah’tan (s.a.v.) daha şakacı birisini görmedim.”
Hz. Aişe şunu söyledi: Rasulullah (s.a.v.): “Ben şaka yaparım ama ancak hakkı söylerim” buyurdu. (Taberanî, Mu’cemu’l-Kebir, Xll/391; Heysemî, Mecmau’z-Zevaıd, IX/17; Aclunî, Keşfu’l-Hafa, I/572).
İbn Abbas şöyle demiştir: “Peygamber’in (s.a.v.) şakacılığı vardı.”
Enes: “Peygamber (s.a.v.), insanların en şakacı ve nüktedanlarındandı” demiştir.
Bağnazların neşe, kahkaha ve mizah konusundaki bütün olumsuz iddiaları Kuran ile yalanlanmaktadır. Peygamberimiz (sav) ve sahabe de Kuran’ın ruhuna uygun olarak mutluluk içinde yaşamışlardır. |