Müminler ihtiyaç içindeki insanlara sadaka vermenin, Allah yolunda mallarından infakta bulunmanın güzel sonuçlarını hem bu dünyada hem de ahirette görürler. Dünya hayatında bu karşılık, kazandıkları bereket ve Allah’ın rızasıdır. Ahiretteki karşılıkları ise Rabbimiz’in rahmeti ve lütfu olarak kazandıkları cennettir.

Bolluk ve Bereket Kazanırlar

İman etmeyen insanlar dünyadaki kıstasları hep sebep sonuç ilişkisi ile değerlendirdiklerinden, mallarını kimseyle paylaşmadıklarında, saklayıp biriktirdiklerinde daha zengin olacaklarını zannederler. Ancak durum zannettikleri gibi değildir. Çünkü Yüce Allah’ın Kuran’da bildirdiği bir mucize olarak Allah yolunda infak eden ve sadaka veren müminlerin malları artar, bereket kazanırlar. Aslında müminlerin asıl beklentisi ahiret olduğu için mallarını vermelerinin karşılığını bu dünyada beklemezler. Ancak Yüce Allah, Zatı’ndan bir lütuf olarak, salih niyetle yapılan bu ibadetin karşılığını dünyada bolluk ve bereket olarak verir. Kuran’da Yüce Allah’ın bu konuyla ilgili bildirdiği bir örnek şöyledir:
“Yalnızca Allah’ın rızasını istemek ve kendilerinde olanı kökleştirip- güçlendirmek için mallarını infak edenlerin örneği, yüksekçe bir tepede bulunan, sağnak yağmur aldığında ürünlerini iki kat veren bir bahçenin örneğine benzer…” (Bakara Suresi, 265)
Allah’ın Rızasını ve Rahmetini Umarlar

Allah’ın tüm zenginliğin sahibi olduğunu bilen müminler, malın dünyada ancak kısa bir fayda ve çıkar sağladığının, ahiretteki sonsuz yaşantının yanında da çok az bir değeri olduğunun farkındadırlar. Sahip oldukları malları kendilerine verenin Yüce Allah olduğunu unutmadan, verilen bütün nimetlere şükreder ve bu malları Allah yolunda harcayarak Allah’a yakınlaşacak bir vesile olarak kullanırlar. İtibarın ve asıl övgünün Allah Katında olduğunu bildiklerinden, dünyada zenginlik peşinde koşmaktansa ahirette asıl zenginliğe kavuşturacak olan seçkin bir ahlakı hedeflerler. Nitekim bu konuda bizim için en güzel örnek Hz. Süleyman’ın tavrıdır. Çok büyük bir zenginliğe ve mülke sahip olan Hz. Süleyman, bu zenginliği ne amaçla talep ettiğini Kuran’da bildirildiği üzere “… Gerçekten ben, mal sevgisini Rabbimi zikretmekten dolayı tercih ettim…” (Sad Suresi, 32) sözleriyle en açık biçimde ifade etmiş ve malını Allah yolunda din ahlakının tebliğ edilmesi için kullanmıştır.

Cenneti Kazanırlar

Allah’a iman eden ve dünyanın geçip gitmekte olan süslerine gereğinden fazla önem vermeyen, her şeyin yalnızca Allah’tan geldiğini bilen ve bu nedenle mallarını Allah yolunda harcayan müminler, Yüce Allah’ın rahmetini ve cennetini umabilirler. Kısa sürecek olan dünya hayatı yerine Allah’ın sonsuza kadar süreceğini bildirdiği ahiret hayatını seçtikleri için aslında gerçek zengin olanlar da onlardır. Tüm malını Allah yolunda kullanan, dünya hayatı karşılığında ahireti satın alan müminler, zaten en karlı alışverişi yapmış, geçici dünya yerine sonsuz zenginliği ve kurtuluşu seçmişlerdir. Bir Kuran ayetinde müminleri Allah Katında bekleyen güzel karşılık şöyle haber verilmiştir:
“Mallarını Allah yolunda infak edenler, sonra infak ettikleri şeyin peşinden başa kakmayan ve eziyet vermeyenlerin ecirleri Rableri Katındadır, onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.” (Bakara Suresi, 262)