Kendilerine Kuran’ı ölçü almayan kimseler infak etmeyi, “kullanılmayan ve eskimiş eşyaların fakirlere dağıtılması” olarak algılar ve evlerinde eski eşya biriktikçe bir gelenek olarak bu alışkanlığı uygularlar. Ancak bu infakın, değer verdikleri mallarından herhangi bir şey eksiltmemesine de büyük özen gösterirler. Bu kimselerin çoğu zaman asıl amaçları, hem kullanım dışı kalmış eski eşyalarından kurtulmak hem de böylece çevrelerine bir hayır işlemiş imajı vermektir. Allah bu tür kişilerin infak etmelerinin gösteriş amaçlı olduğuna bir ayette şöyle dikkat çekmiştir:
Ve onlar, mallarını insanlara gösteriş olsun diye infak ederler, Allah’a ve ahiret gününe de inanmazlar. Şeytan, kime arkadaş olursa, artık ne kötü bir arkadaştır o. (Nisa Suresi, 38)
İnsanın, kullanmaya istek duymadığı ya da eskimiş bir eşyasını başkasına vermesi, o kişiyi kendisinden daha aşağı ve değersiz gördüğünün işaretidir. Böyle kişiler insanlara zenginlik ya da fakirliklerine göre değer verdikleri için, ihtiyaç içindeki bir insan onlara göre itibar edilmeye layık değildir. Dolayısıyla da sahip oldukları malların en iyisini bu insanlara aktarmanın bir gereği olmadığını düşünürler. Oysa Kuran’da şöyle emredilmiştir:
Ey iman edenler, kazandıklarınızın iyi olanından ve sizin için yerden bitirdiklerimizden infak edin. Kendinizin göz yummadan alamayacağınız bayağı şeyleri vermeye kalkışmayın ve bilin ki, şüphesiz Allah, hiçbir şeye ihtiyacı olmayandır, övülmeye layık olandır. (Bakara Suresi, 267)
Müminin merhamet ve adalet anlayışı ise hiçbir müminin kendinden daha düşük ve kötü imkanlar içinde yaşamasına, sıkıntı çekmesine, eski, değersiz ve kalitesiz eşyalara layık görülmesine izin vermez. İmkanları ölçüsünde etrafındaki tüm müminlerin en az kendi standartlarında bir yaşam sürdürebilmeleri için çalışır, infak eder.
İnfak ederken asıl önemli olan insanın Allah rızası için nefsinden feragat edebilmesi ve kendi sevdiği şeylerden fedakarlıkta bulunabilmesidir. Çünkü insanın kendisi için hiçbir değer ve önem taşımayan bir şeyi bir başkasına vermesi zaten özveride bulunmayı gerektirmez. Müminler vicdanları sayesinde bu ayrımı kolaylıkla yapabilirler. Yiyeceklerinin, giyeceklerinin, eşyalarının iyi ve güzel olanlarından ve kendilerinin de beğenip istek duydukları şeylerden infak ederler. Bu da karşılarındaki insana duydukları şefkatin ve merhametin bir delilidir.
Allah’ın inananları bu konuda teşvik ettiği bir başka ayet şöyledir:
Sevdiğiniz şeylerden infak edinceye kadar asla iyiliğe eremezsiniz. Her ne infak ederseniz, şüphesiz Allah onu bilir. (Al-i İmran Suresi, 92)