İnsanların büyük bir çoğunluğu hayatları boyunca mutluluğu elde edebilme özlemiyle yaşarlar. Kendi mantıkları doğrultusunda onlara mutluluk getireceğini düşündükleri her şeyin peşinden var güçleriyle koşarlar.
Büyük bir çoğunluk mutluluğu ve huzuru, arkadaşlarıyla, çeşitli sosyal etkinliklere katılarak, iş hayatında istediği başarıyı elde ederek, okulda başarılı olarak, seyahat ederek, sevdiği işlerle oyalanarak, iyi bir kariyer yaparak, çeşitli bağışlarda bulunarak ve bunlar gibi dünyada kendilerine hedef olarak seçtikleri değerleri kazanarak elde edeceklerini sanır. Oysa mutluluğu, geçici ve çok kısa olan dünya hayatına yönelik amaçlarda arayan insanlar, ne yaparlarsa yapsınlar, hangi yollara başvururlarsa başvursunlar özlemini çektikleri mutluluğa bir türlü kavuşamazlar. Birçoğu hayalini kurduğu mutluluğun, kendi belirledikleri değerlerle kazanılamayacağını göremezler. Hayatları sürekli elde etmeye çalıştıkları mutluluğun peşinde koşarken birden ansızın son bulur. “İstediğim her şeyi elde ettim ama hala mutlu değilim”, “Tüm hayallerime kavuştum, neden mutlu olamıyorum?” “Gerçek mutluluğu yakalamak bu kadar zor mu” diye sorgularlar ama çoğu zaman bu sorunun cevabını bulamazlar.
Oysa ki istedikleri her şeyi elde edip de mutluluğa ulaşamamalarının nedeni çok basittir. Bu sorunun cevabında Allah’ın çok büyük bir sırrı gizlidir. Allah Kuran-ı Kerim’de mutlu olabilmenin sadece samimi bir iman ile, Allah’a derin bir bağlılık, güçlü bir Allah korkusu ve Allah sevgisi ile mümkün olduğunu bildirir. İnsan kendisini, tüm kainatı, geçmiş ve gelecekte var olan her şeyi yaratan Yüce Allah’a yakın olduğunda, Allah’a içten ve samimi bir imanla bağlandığında, Allah o kişiye mutluluğun yolunu açar. Kendisine samimiyetle yönelene Yüce Rabbimiz Allah güzellikle, nimetle, huzur ve mutlulukla karşılık verir.
Allah’ın bir insana vereceği en büyük nimetlerden biri imandır. İman sahibi bir insan, dünyanın bütün nimetlerinden uzak olsa, en büyük zorluklarla imtihan olsa, oluşan tüm şartlar aleyhinde görünse bile, imanın kalbinde oluşturduğu huzur ve mutluluk her şeyin üzerindedir. Allah Kendisine yönelenin kalbine huzur ve dinginlik, ruhuna mutluluk verir. Allah’a yönelmeyen, Allah’ın rızasına yönelik bir hayat yaşamayan bir insanın –kendisi aksini iddia etse dahi – mutlu olması imkansızdır. Allah imtihanın bir gereği olarak böyle bir insana da dünya nimetlerinden verebilir; bu kişi dışarıdan bakıldığında birçok nimet ve güzellik içinde olabilir. Ancak ruhuna sürekli özlemini çektiği mutluluğu yaşatamaz. Allah Kuran’ın Rad Suresi’nin 28. ayetinde “Bunlar, iman edenler ve kalpleri Allah’ın zikriyle mutmain olanlardır. Haberiniz olsun; kalpler yalnızca Allah’ın zikriyle mutmain olur.” buyurmaktadır.
Allah’ın bildirdiği gibi, kalplerin mutmain olması ancak Allah’ın zikri, derin ve coşkulu bir Allah sevgisi ile mümkündür. Mutluluğun samimi imandan başka bir yolu yoktur.