Allah insanı yaratmış, ona düşünme yeteneği bahşetmiştir. Ne var ki insanların bir kısmı bu önemli yeteneği gereği gibi önemsemez ve kullanmazlar. Oysa herkes yüksek bir düşünce kapasitesine sahiptir ve farkında dahi olmadığı bu gücü geliştirdiği takdirde oldukça derin düşünebilen bir insan haline gelebilir.
Derin düşünmek müminlerin önemli özelliklerinden biridir. Bir ayette Allah şöyle buyurmaktadır:
Onlar, ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah’ı zikrederler ve göklerin ve yerin yaratılışı konusunda düşünürler. (Ve derler ki:) “Rabbimiz, Sen bunu boşuna yaratmadın. Sen pek Yücesin, bizi ateşin azabından koru.” (Al-i İmran Suresi, 191)
Derin düşünmekten neyin kastedildiğini doğru anlamak gerekir. Derin düşünmek, bazı insanların sandığı gibi, sadece kendini dış dünyadan soyutlamak, karanlık bir odaya kapanıp uzun uzun düşüncelere dalmak değildir. Derin düşünmek yüzeysel değerlendirmelerden kaçınmak, olayların gerçek yüzünü görebilmek, gerçek mahiyetini kavrayabilmektir. Bunun için Kuran ahlakını yaşamak, Peygamberimiz (sav)’in sünnetine uymak, olayları bu doğrultuda değerlendirmek gerekir. Derin düşünmenin temelinde, etrafımızda var olan Yaratılış delillerini kavrayabilmek, Allah’ı ve Kuran’ı iyi tanımak, herşeye Allah’ın Kuran’da öğrettiği ahlakla ve ruhla bakmak gerekir.
Allah’ı gönülden seven ve Yaratılışın delillerini gören insan, doğal olarak derin düşünmeye ve daha önce hiç fark edemediği gerçekleri görmeye başlayacaktır.
Derin düşünmemek inkarcılara ait bir özelliktir
Derin düşünmeyen insanlar, olayların sadece zahirde (görünürde, ilk bakışta) görünen kısmını fark edip, derindeki manayı kavrayamayan insanlardır. Etraflarındaki açık gerçekler üzerinde düşünmez, düşünmedikleri için de akılları uyuşur, kavrayış güçleri kırılır, böylece gözlerinin önünde apaçık duran gerçekleri dahi göremez hale gelirler. Örneğin sürekli olarak insanların öldüklerine şahit oldukları halde, sanki kendileri hiç ölmeyecekmiş gibi bir hayat sürer, ölümden sonraki sonsuz hayatları için hiçbir hazırlık yapmazlar. Ya da her gün etraflarında Yaratılışın pek çok delilini gördükleri halde, bu delillerin Allah’ın büyüklüğünü ve hakimiyetini gözler önüne serdiğini fark edemezler. Allah iman etmeyenlerin düşünce güçlerini kaybettiklerini, böylece akletmeyen bir topluluk olduklarını ayetlerinde şöyle bildirmektedir:
… Onlar sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler; bundan dolayı akıl erdiremezler. (Bakara Suresi, 171)
İman edenler ise Allah’ın yaratma sanatını etraflarındaki her noktada görür ve her gördükleri detay onların düşünce ufkunu açar. Bir ağacın kupkuru dalından çıkan meyveler, başlarının üzerindeki uçsuz bucaksız gökyüzü, çevrede rastladıkları yavru kediler ve daha pek çok görüntü Allah’ın yaratma sanatını düşünmelerini sağlar, solmuş bir çiçek ya da yolda yürüyen yaşlı bir insan dünyanın geçiciliğini akıllarına getirir, gazetede gördükleri ölüm ilanları onlara ölümün yakınlığını hatırlatır. İşte tüm bu yönleriyle de düşünmeyen, akletmeyen inkarcılardan ayrılırlar ve bu şuurlu bakış açıları onların düşünen, gören, işiten, şuur sahibi, Allah’ın Kuran’da bildirdiği gibi akleden insanlar olmalarına vesile olur.
Derin düşünmek aynı zamanda cennete bir hazırlıktır
Allah’ın yarattığı detayları görebilen insan olmak çok önemlidir. Çünkü cennet muhteşem detaylardan oluşan bir güzellikler yurdudur. İnsanın oradaki detayları görebilmesi için kendini bu dünyada yetiştirmesi, detay görebilen, derinlik gücü olan bir insan haline getirmesi gerekir.
Allah cennet ile ilgili ayetlerinde cennetteki sayısız detaya ilişkin pek çok örnek vermektedir. Irmaklar, pınarlar, yeşillikler, ne sıcak ne soğuk tam kararında gölgelikler, yüksek köşkler, güzel konaklar, yükseklere kurulmuş tahtlar, çarpıcı güzellikte döşekler, yastıklar, göz kamaştıran giysiler, takılar, mükemmel tatta ve kokuda yiyecek ve içecekler Allah’ın haber verdiği cennet güzelliklerinden bazılarıdır. Müslüman, Allah’ın rızasını ve cennetini kazanmayı Allah’tan şiddetle istediğinden, cennete layık olmak için şimdiden hazırlık yapmalıdır. Bu hazırlığı ibadetleriyle ve güzel ahlakıyla yaptığı gibi, Allah’ın evrende yarattığı detayları görme ve derin düşünme konusunda kendini geliştirerek de cennet hazırlığı içerisinde olmalıdır.
Hiç kuşku yok cennet ehli müminlerin önemli bir özelliği, cennetteki detayları çok iyi görecek ve bu güzel detaylardan çok büyük zevk alacak insanlar olmalarıdır. Dolayısıyla bu dünyada cennet ehlinin vasıflarını kazanmak isteyen bir Müslüman, onların ahlaki özelliklerine ulaşmayı istediği gibi, nimetlerdeki detayları görebilme ve derin düşünme konusundaki manevi güçlerine de dünya hayatındayken erişmeyi ister. Bu nedenle büyük bir şevk ve heyecanla düşünce ufkunu geliştirir ve cennet sevinci içerisinde kendini yetiştirir. Bunun yolu da etrafında gördüğü herşeye Allah’ın sanatı ve kudretini görerek bakması, Kuran ahlakıyla düşünmesi, güzelliği fark etmesi, Yaratılış delillerini, Allah’ın nimetlerini sürekli olarak sevinçle anması ve Allah’ın sanatını Allah’ın Yüce Şanını tesbih ederek durmaksızın zikretmesidir.