Dünya üzerindeki herşeyin bir ‘süs’ niteliğinde olduğunu anlatmaya başlamadan önce, konunun daha iyi anlaşılması için bir karşılaştırma yapalım. İki ev düşünün, bunlardan birisinin içinde hiç eşya olmasın, kapıları ve pencereleri takılmamış, duvarları boyanmamış, gerekli hiçbir bakım ve onarım yapılmamış olsun. Diğer evin içinde ise birbirinden estetik koltuklar, halılar, mobilyalar olsun. Duvarları en güzel renklerde boyanmış, …
Makaleler
Allah rızası için yapılmadığı sürece herşey tutkulu bir ‘oyalanmadır’
Kendisine Allah’ın rızasını amaç edinmeden yaşayan her insan için hayat bir aldatmacadan farksız hale gelmektedir. Dolayısıyla insanlar asıl olarak sonsuz ahiret hayatını hedefleyip, ona yönelik olarak çalışacakları yerde, dünyanın kısa süreli tutku ve eğlencelerine saplanıp kalmaktadırlar. Gaflet gözüyle bakan bu insanlar için, dünya hayatında insanları Allah’ın rızasını kazanmaktan alıkoyan ve Allah’ı unutturan birçok iş bulunmaktadır. …
Dünya hayatına kapılmadan yaşayanlar mutludur.
İman etmeyen insanlar inkarlarına bir dayanak bulabilmek için, ‘sadece bu dünya vardır ahiret yoktur’ şeklinde çarpık bir mantık öne sürerler. Bu düşünceleri doğrultusunda, bu dünyada istedikleri herşeyi yapabileceklerini düşünürler. Oysa Allah ahiret gününde tüm insanları dünya hayatında yapıp ettiklerinden sorguya çekeceğini bildirmiştir: Onlar dediler ki: “Bu dünya hayatımızdan başkası yoktur. Ve bizler diriltilecek değiliz.” Rablerinin …
İnananların Mutluluğu
İnsanların hayatları boyunca yapmak istedikleri, gerçekleştirmeyi arzuladıkları birbirinden farklı birçok amaçları ve planları vardır. İlk bakışta birbirlerinden farklı görünse de, bu amaçlar temel bir noktada birleşmektedir. Bu temel nokta, insanların yaşadıkları hayattan olabilecek en fazla menfaati elde ederek, mutlu ve huzurlu bir yaşam sürmeleridir. Elde edilen menfaatler ne kadar fazla olursa, buna bağlı olarak duyulacak …
Kendini Kandırmak Yerine Samimiyet
Sonsuzluk içinde insan yalnızca bir kere denenir ve bu deneme süresi onar senelik ortalama 6-7 dilimden oluşur. Ve kişinin sonsuz yaşamını bu deneme süresi içindeki tavrı belirler. Bu kısacık, ama son derece ehemmiyetli süreyi de insan kendisini kandırarak geçirirse imtihanı kaybeder. İşte gerçek olan budur; insan kendini kandırarak ne gerçeği değiştirebilir, ne de sorumluluktan kurtulabilir. …
Kendini Kandıranları Bekleyen Son
Allah’ın Kuran’da övdüğü bir peygamber olan Hz. İbrahim (as) gibi hayatlarının her anında vicdanlarının sesine uyan insanlar, güzel ve huzurlu bir yaşam sürdürürler. Çünkü bu insanlar doğruya uymanın ve ahirette güzel bir karşılık ummanın verdiği manevi rahatlık içindedirler. Vicdanlarına uymayan insanlar için ise bunun tam tersi geçerlidir. Bu insanlar doğru olanı uygulamamanın, hak olana tabi …
“Bilim Adamları Dini İnkar Ediyordu, Onlara İnandım” Diyerek Kendini Kandıranlar
İnsanların dini inkar etmek için öne sürdükleri mazeretlerden biri de, Allah’ı ve ahiret gününü inkar etme yanılgısına düşen bilim adamlarının varlığıdır. Özellikle içinde yaşadığımız dönem, bilimin ciddi şekilde ilerlediği, bilimsel açıdan tarih boyunca yaşanmamış pek çok tecrübenin ve gelişmenin yaşandığı bir yüzyıldır. Bilim ve teknolojinin sağladığı imkanlarla evrendeki düzen ve tasarım görülmekte, Allah’ın yarattığı sistemlerin …
“Herkes Öyle Düşünüyordu, Ben De Onlara Uymaya Mecbur Kaldım” Diyenler
İnsanların yanılgıya düştükleri pek çok konuda topluluk psikolojisinin etkisi büyüktür. Özellikle din ahlakından uzak yaşayan toplumlarda yanlış ya da kötü de olsa çoğunluğun benimsediği düşünce ya da tavırlar kişi tarafından da benimsenmeye başlanır. Kişi aslında vicdanen doğruyu bilmesine rağmen sırf kalabalığın etkisiyle “bu kadar kişinin bir bildiği vardır” gibi hatalı bir fikirle vicdanını susturur ve …
“Nasıl Olsa Ben Cennete Giderim” Düşüncesinde Olanlar
Dini yaşamayan toplumlarda insanların kendilerini kandırdıkları konulardan biri de, kendilerinin cennete girmeye hak sahibi olduklarını düşünmeleridir. Bu insanların büyük çoğunluğunun ölümden sonra hayat olduğunu kabul etmelerine rağmen din ahlakını yaşamamalarının nedeni, kendilerinin mutlaka cennete gideceklerine dair olan zanlarıdır. Bu gibi kişilerin nereden böyle bir kanaate vardıkları bilinmez. Ama büyük çoğunluğu kendisini diğer insanlarla kıyaslayarak sadece …
“Nasıl Olsa Allah Beni Affeder” Diyerek Kendilerini Kandıranlar
İnsanların çoğu Allah’ın varlığını bilir ve kabul ederler ama O’nun kudretini gereği gibi takdir edemezler. Yanılgıya düştükleri konu Allah’ın varlığı değil, Allah’ın sıfatlarıdır. Örneğin, Allah’ın kullarına karşı çok lütufkar, bağışlayıcı ve merhametli olduğunu düşünürler de, inkarcılardan intikam alan, onlara azap eden, kahreden sıfatlarını düşünmeye pek yanaşmazlar. Allah’ı gereği gibi takdir edemeyen bu insanların Allah korkuları …
“Yorgunum, Hastayım” Diyerek Allah’a İbadet Etmeyenler
İnsanların din ahlakını yaşamama konusunda öne sürdükleri mazeretlerden biri de fiziki rahatsızlıklardır. Örneğin, Allah’a ibadette isteksiz olan bir kişi gerçekte hasta olmadığı halde, “hastayım, yorgunum” gibi bahanelerle kendisini ve çevresindekileri kandırma yoluna gider ve sorumluluklarını yerine getirmez. Oysa bu kişi unutmamalıdır ki, Allah herşeyi bilir. İnsanın hiçbir hareketi, hiçbir düşüncesi Allah’tan gizli kalmaz. Aklından geçen …
“Biliyordum, Ama Zaman Ve Şartlar Müsaade Etmedi” Diyerek Kendini Kandıranlar
Allah Kuran’ı tüm insanlara yol gösterici bir kitap olarak göndermiştir. Kıyamete kadar tüm insanlar Kuran’da bildirilen emirleri yerine getirmekle, ibadetleri uygulamakla yükümlü tutulmuşlardır. Allah’ın Kuran’da istisna olarak bildirdiği durumlar dışında her insan ibadetleri yerine getirip getirmediği konusunda din günü hesap verecektir. İşte bu yüzden Allah’ın bildirdiği durumlar dışında kendi kendine birtakım mazeretler uydurarak, Allah’a kulluk …
İnsanlar Hangi Yalanlarla Kendilerini Kandırıyorlar?
Şeytan insanları çeşitli mazeretlerle, telkinlerle, aldatıcı davetlerle kendi yoluna çekmeye çalışır. İnsanlara yaratılış amaçlarını unutturarak, onları dünyevi çıkarlara, geçici ideallere yöneltir. Eğer bir insan şeytanın bu çağrısına uyar ve herşeyi yaratmış olan Rabbimiz’in çağrısından yüz çevirirse, işte o zaman doğruyu görebilmesi mümkün olmaz. Allah Kuran’da böyle insanların durumunu haber vermiştir. Zuhruf Suresi’ndeki konuyla ilgili ayetlerde …
Şeytan, Aldatıcı Vaatlerde Bulunur
Şeytan insanı Allah’ın yolundan alıkoymak için insanlara yalnız boş işleri süslemekle kalmaz. Onlara bu konuda çeşitli vaatlerde de bulunur. Allah şeytanın bu hilesini bir ayetinde şöyle bildirir: (Şeytan) Onlara vaadler ediyor, onları en olmadık kuruntulara düşürüyor. Oysa şeytan, onlara bir aldanıştan başka bir şey va’detmez. (Nisa Suresi, 120) Şeytanın etkisine giren insanlar önlerinde çok uzun yılların …
Şeytan, Boş Ve Amaçsız İşlerle Oyalar
Şeytanın, insanların kendilerini kandırmaları için kullandığı taktiklerden biri de onları boş ve amaçsız işlerle oyalamaktır. Bunun için yaptığı telkinlerle, Allah’ın rızasından uzak işleri insanlara süsleyip çekici gösterir. Şeytanın bu telkinlerine kapılan insanlar sürekli dünyevi planlar, çıkarlar ve hedefler peşinde koşar hale gelirler. Bunlarla oyalanırken de Allah’a olan kulluk görevlerini, bir gün dünyadaki yaşamlarının son bulacağını …
Şeytan, İnsanlara Bahane Ve Mazeretler Telkin Eder
Şeytan insanları Allah’ın yolundan döndürebilmek, Allah’ın emrettiği ibadetleri yerine getirmelerine ve Kuran’da bildirilen üstün ahlakı yaşamalarına engel olmak için pek çok taktik izler. Bu taktiklerden biri de, insanların yapmadıkları ibadetler ile ilgili çeşitli mazeretler öne sürmelerini sağlamaktır. Yani şeytan bir insanı hataya sürüklerken, bu yaptığını ona makul gösterecek bahaneleri de beraberinde verir. Örneğin, Allah’a ibadet …
Samimi İnsanlar Şeytana Uymazlar
İnsanların büyük bir çoğunluğu şeytanı gerçek özellikleriyle tanımaz, kafalarında onu etraftan duydukları ya da filmlerde gördükleri kadarıyla “hayali bir varlık” olarak canlandırırlar. Buna göre kimileri şeytanın Allah’tan ayrı müstakil bir güce sahip olduğunu sanarak -Allah’ı tenzih ederiz- gözlerinde olağanüstü büyütürken, kimileri de şeytanın varlığına şüphe ile bakıp şeytanı hiç önemsemezler. Varlığına ihtimal verseler bile şeytanın …
Kendini Kandırmadan Samimi Dindar Olmak
Şu an kaç yaşındaysanız, örneğin 30 yaşındaysanız, bundan 30 sene 10 ay öncesine geri dönelim. Yeryüzünde bir varlığınız olmadığı gibi, var olacağınıza dair bir işaret de yoktu. Sonra bir spermin yumurta hücresi ile birleşmesi ve 9 aylık gelişim süreci sonucunda bir bebek olarak dünyaya geldiniz; yani yok iken var oldunuz. Önce tek bir hücre idiniz; …
Yaratılış Amacını Unutmamak
Sokaktaysanız çevrenize, evdeyseniz pencereden dışarıya bir bakın. Ağaçlar, çiçekler, tepeler, gökyüzü, insanlar ve diğer canlılar… Dünya üzerinde şu an göremediğiniz diğer yerleri de düşünün; denizler, göller, dağlar, çevrenizde gördükleriniz dışında milyarlarca insan, hayatta hiç karşılaşmadığınız milyonlarca çeşit canlı… Son olarak da dünyadan dışarı doğru çıkın ve evreni düşünün; içinde yüz milyarlarca yıldız barındıran yüz milyarlarca …
Niçin Kendini Kandırıyorsun?
Din ahlakından uzak toplumlarda yaşayan insanların büyük bir kısmının hayat anlayışları ve yaşama amaçları birbirine benzer. İlk bakışta birbirinden farklı görünse de, aslında temelde aynıdır. Çünkü içinde bulundukları şartlar değişse de, dünyaya yönelik istekleri, tutkuları, hırsları, planları, idealleri ve emelleri son derece benzerdir. İnsanın karakterinin şekil almaya başladığı ilk yıllar çocukluk yıllarıdır. Bu yıllarda çocukların …
Merhamet Yaşanmadığında Neler Olur?
Bir toplumun rahat, huzurlu ve mutlu bir hayat sürebilmesinin tek yolu, Kuran’da tarif edilen gerçek merhamet anlayışının o toplumun insanları tarafından yaşanmasıdır. Kuran’da belirtilen bu model yaşanmadığı sürece insanlar hangi yolu denerlerse denesinler kargaşadan, huzursuzluktan ve adaletsizlikten kesinlikle kurtulamazlar. Çünkü merhametin olmadığı yerde zulüm vardır. Zulmün hüküm sürdüğü bir toplumda ortaya çıkan model ise insanların …
Fakir Kalma Korkusuyla Çocuklarına Zarar Vermemek
Bir müminin bilerek ve isteyerek masum bir insana herhangi bir sebepten dolayı zarar vermesi mümkün değildir. Şartlar ne olursa olsun bir mümin, kendi derdine çare bulmak için bir başka insanı zor durumda bırakacak bir tavır içine girmez. Kendisi para kazanabilmek amacıyla bir başkasının maddi kayba uğramasına razı olmaz. Kendi sağlığını kurtarmak için bir başkasının sağlığını …
Ticarette Dürüst Davranmak
Müminlerin taşıdıkları merhamet hissi onları sürekli olarak diğer insanlara karşı dürüst, ince düşünceli ve anlayışlı olmaya yöneltir. Bu yüzden müminler, Allah’ın kesin bir emri olan “ticarette hile ve sahtekarlık yapmama” konusunda, değil taviz vermek, müminleri zarara uğratacak, sıkıntıya sokacak, zor durumda bırakacak en küçük bir yanılgıya, gaflete dahi izin vermezler. İnsanların haklarını koruma, adaleti gözetme …
Her Şeyin En Güzelini İnfak Etmek
Kendilerine Kuran’ı ölçü almayan kimseler infak etmeyi, “kullanılmayan ve eskimiş eşyaların fakirlere dağıtılması” olarak algılar ve evlerinde eski eşya biriktikçe bir gelenek olarak bu alışkanlığı uygularlar. Ancak bu infakın, değer verdikleri mallarından herhangi bir şey eksiltmemesine de büyük özen gösterirler. Bu kimselerin çoğu zaman asıl amaçları, hem kullanım dışı kalmış eski eşyalarından kurtulmak hem de …
Mirastan ihtiyacı olanlara da paylaştırmak
Allah insanlara zor durumda olan kişilere karşı merhametli olmayı, onların ihtiyaçlarını gördükleri halde görmezlikten gelip geçmemeyi tavsiye etmiştir. Sahip oldukları malları, paraları diğer ihtiyacı olanlarla paylaşmanın güzel bir tavır olacağına dikkat çekmiştir. Hatta kendilerine bir miras kaldığında, bundan fakir olan yakınlarına da bir pay ayırılmasını belirtmiştir. İşte bu nedenle müminler kendilerine miras kaldığında bundan, ihtiyaç …
İnsanlara Hoşlanmayacakları Lakaplar Takmamak
Kuran’da müminlere, insanların haklarına hiçbir şekilde tecavüz etmemeleri öğütlenir. Müminler de bu konuda son derece titiz davranır ve birbirlerine karşı her zaman için onore edici, hürmetkar ve saygılı bir tavır gösterirler. İşte bu doğrultuda özen gösterdikleri önemli bir tavır da insanlara, onların hoşlanmayacakları türde lakaplar takmamaktır. Bilindiği gibi bu, Kuran ahlakının yaşanmadığı toplumlarda oldukça yaygın …
Kimseyle Alay Etmemek
Dinin yaşanmadığı toplumlarda “alay etmek” insanların kendilerine yapılmadığı sürece karşı çıkmadıkları, hatta önemli bir eğlence konusu olarak değerlendirdikleri bir tavırdır. Bu nedenle de neredeyse karşılaştıkları herşeyi alay konusu edinmekten çekinmezler. Bu tavır bozukluğu ile aslında karşı tarafı küçük düşürerek kendilerini yücelttiklerine de inanırlar. Onlara göre insanların sakatlık, şişmanlık, kısa boyluluk vs. gibi fiziksel eksikliklerinin yanı …
İnsanların Hataları İçin Bağışlanma Dilemek
Şu halde bil; gerçekten, Allah’tan başka ilah yoktur. Hem kendi günahın, hem mü’min erkekler ve mü’min kadınlar için mağfiret dile. Allah, sizin dönüp-dolaşacağınız yeri bilir, konaklama yerinizi de. (Muhammed Suresi, 19) Kuran ahlakını yaşamanın müminlere kazandırdığı merhamet anlayışı, müminlerin birbirlerine karşı olan düşkünlükleriyle kendini gösterir. Müminler ahiretteki azaba karşı hissettikleri korkuyu mümin kardeşleri için de duyarlar. …
İnsanların Ahireti İçin Dua Etmek
Müminlerin birbirlerine gösterdikleri en güzel merhamet şekillerinden biri de birbirlerinin iyiliği için dua etmeleridir. İmanları gereği Allah’ın dilediği an dilediği herşeyi yapabilecek şekilde sonsuz güç sahibi olduğunu bilirler. Ayrıca Allah, “Kullarım beni sana soracak olurlarsa, muhakkak ki Ben (onlara) pek yakınım. Bana dua ettiği zaman dua edenin duasına cevap veririm. Öyleyse, onlar da Benim çağrıma cevap …
Fedakarlık Göstermek
Kesin bir kararlılıkla ve hiçbir şart koşmadan yaşanılan fedakarlık müminlerin önemli ahlak özelliklerinden biridir. Pek çok konuda müminleri taklit edebilen, ancak samimi imanı gereği gibi yaşamayan bazı insanlar, yalnızca Allah’ın rızasını, sevgisini ve ahireti hedefleyerek fedakarlıkta bulunmaları gerektiğinde buna güç yetiremezler. Kimi zaman insanlara gösteriş yapabilmek, kimi zaman gerçek ahlak anlayışlarını gizleyebilmek kimi zaman da …