Kuran ahlakını yaşamayan toplumlarda, Allah korkusu üzerine bir sistem olmadığı için kötü ahlak göstermekte bir mahsur görmezler. Dolayısıyla etrafa verdikleri zararı düşünmeden sadece kendi istek ve tutkuları için herşeyi yapabilirler. Birbirlerine karşı saygısız, küstah, alaycı ve gaddar olmaktan sakınmazlar. Birbirlerini Allah’ın tecellisi olan, Allah’ın ruhunu taşıyan değerli insanlar olarak görmedikleri için kızmayı, aşağılamayı, üzmeyi makul görebilirler. Bu kişiler bir tek kendi çıkarlarını düşündükleri için sevgiden ve merhametten çok uzak, fedakarlığın olmadığı bencilce bir yaşam sürerler. Bir tek kendilerini sevdikleri için Allah sevgisinden kaynaklanan samimi sevginin ruha verdiği hissi bilemezler. Bu şekilde sevgisiz yaşamaktan da mutlu değillerdir fakat bu durumlarını değiştirmek için de bir çaba göstermezler. Oysa tek yapmaları gereken nefislerini tercih etmeyip Allah’a iman etmektir. Allah kendisine iman edenlere mutluluk ve huzur vereceğini bildirmiştir.
Cahiliyede yaşayan insanların bilmedikleri sır işte budur: Allah canını ve malını Kendisi için veren ve ahireti isteyen müminlere gerçek sevgiyi ve saygıyı yaşatacak ve onları mutlu kılacaktır, inşaALLAH. Kuran’da müminlerin birbirlerinin velisi olduğu şu şekilde bildirilmektedir:
Gerçek şu ki, iman edenler, hicret edenler ve Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad edenler (mücadele edenler) ile (hicret edenleri) barındıranlar ve yardım edenler, işte birbirlerinin velisi olanlar bunlardır… ( Enfal Suresi, 72 )