Şeytan tüm insanları Allah’ın yolundan saptırmak ve cehenneme sürüklemek için çabalar. İman edenlere de çok çeşitli yollarla yaklaşarak Allah’a olan sevgilerini ve bağlılıklarını engellemek ister. Bunun için kullandığı sinsi yöntemlerden biri ‘iman edenleri güzel ahlakı yaşama konusunda orta bir yolda tutmaya çalışmasıdır’.
Her insanın nefsinde bulunan enaniyet hissini kabartmaya çalışan şeytan, iman edenlerin Allah’a karşı mazlumluğunu ve boyun eğiciliğini arttırmasını engellemek için onlara, ‘güzel ahlak konusunda yaptıklarının yeterli olduğu’, ‘çaba göstermelerine gerek olmadığı’, ‘biraz gurur yapmalarında bir mahsur olmayacağı’ gibi vesveseler verir. Bu yollarla iman edenlerin Allah’a olan sevgilerini ve daha güzel ahlaklı olma çabalarını engelleyerek ve iman edenlerin gurur ve enaniyet yapmasını sağlayarak Kuran ahlakından uzaklaştırmak ve cehenneme sürüklenmelerini sağlamak ister. Elbette imanları kuvvetli olan müminler şeytandan bu tür vesveseler geldiğinde hemen Allah’ı anıp Kuran’a uygun olan tavrı gösterirler. Fakat imanı zayıf olan bazı insanlar bu vesveselerden etkilenip Kuran’a uygun olmayan bazı cahiliye tavırları göstermeye başlayabilirler. ‘Biraz gurur yapmaktan bir şey olmaz’ diye başlayan şeytanın telkini ‘biraz sinirlenmekten bir şey olmaz’, ‘biraz üzülmekten bir şey olamaz’ diye devam ederek giderek insanların din ahlakından uzaklaşmasına neden olabilir. Oysa samimi iman eden ve Allah’tan korkan müminler ‘Eğer sana şeytandan yana bir kışkırtma (vesvese veya iğva) gelirse, hemen Allah’a sığın. Çünkü O, işitendir, bilendir.’ (A’raf Suresi, 200) ayetinin bir gereği olarak şeytandan gelen bu tür vesveselerde hemen Allah’a sığınırlar ve şeytanın sinsi oyununa düşmezler. Sürekli daha güzel ahlaklı olmak için Allah’a dua ederler. Allah’ı daha derin düşünerek daha çok sevmek istedikleri için enaniyet ve gurur gibi nefsin yöneltmeye çalıştığı kötü ahlak özelliklerinden sakınırlar. Allah’ın dilerse sevgiye karşı kalplerini kaskatı ve duyarsız yapabileceğini bildikleri için imanlarından dolayı Allah’ın kalplerine verdiği sevgi hissinden dolayı sürekli şükrederler.