Kuşkusuz kalplerinde hastalık bulunan kimselerin “ağır davranmaları” büyük bir yanılgı içerisinde olduklarını göstermektedir. Zira Allah yolunda harcanan her çaba insana olabilecek en büyük menfaati sağlar. Kişinin şevkle ortaya koyduğu emek, ona Allah’ın rızasını kazandıracaktır. Allah razı olduğu kullarına hem dünyada hem de ahirette güzellik ve iyilik vaat etmiştir. Dolayısıyla dünya menfaatleri yerine Allah’ın rızasını hedefleyen bir insan, aynı zamanda nefsi adına da olabilecek en güzel karşılığı almış olacak, dünya hayatının da güzelliklerini kazanacaktır.
Ancak şunu da hatırlatmalıyız ki, salih bir müminin şevki, harcadığı çaba sonucunda dünya hayatında somut bir karşılık almak üzerine kurulu değildir. Onun için Allah’ın razı olacağını bilmek yeterlidir. Buna karşılık Allah sonsuz bir adaletin, sevginin, rahmetin ve lütfun da sahibidir. Kendi rızası için yapılan herşeyin karşılığını fazlasıyla verendir.
Allah ayetlerinde tek bir hardal tanesi ya da tek bir zerre kadar dahi olsa, sarf edilen hiçbir emeğin zayi olmayacağını şöyle belirtmiştir:
Gerçek şu ki, Allah zerre ağırlığı kadar haksızlık yapmaz. (Bu ağırlıkta) Bir iyilik olursa, onu kat kat kılar ve Kendi yanından pek büyük bir ecir verir. (Nisa Suresi, 40)
… Bu dünyada güzel davranışlarda bulunanlara güzellik vardır; ahiret yurdu ise daha hayırlıdır. Takva sahiplerinin yurdu ne güzeldir. (Nahl Suresi, 30)
“Ey oğlum, (yaptığın iş) gerçekten bir hardal tanesi ağırlığında olsa da, (bu,) ister bir kaya parçasından ya da göklerde veya yer(in derinliklerinde) de bulunsa bile, Allah onu getirir (açığa çıkarır). Şüphesiz Allah, latif olandır, (herşeyden) haberdardır.” (Lokman Suresi, 16)
İnsanların bir kısmının ahirete hazırlık konusunda ağır davranmaları büyük bir akılsızlıktır. Çünkü insan ne kadar büyük bir ciddiyetle çaba harcarsa dünyada ve ahirette o kadar büyük ve güzel bir karşılık alacaktır. Ne kadar ağırdan alırsa da sonsuza kadar o kadar büyük bir kayba uğrayacaktır.