Kırık dökük bir binanın dökülmüş boyalarının her bir parçasında milyonlarca molekül, trilyonlarca atom bulunur. Bunların her biri kendi içinde birer mucizedir. Allah, her bir detayın içinde mükemmellik gizlemiştir. Dışarıdan nasıl görünürse görünsün, tümünde mükemmel kristal bir dizayn, asla bozulmayan geometrik muhteşem bir yapı vardır. Bir binanın dökülmüş boyaları o binayı ne kadar pejmurde hale getirirse getirsin, o yıkık dökük parçaların içinde bile eşsiz bir yaratılış örneği, hayret ve hayranlık uyandırıcı bir sanat vardır.

Yerdeki kaldırım taşlarının arasından çıkıp yükselen, insanların farkında bile olmadan üzerine basıp geçtiği bir yabani ot; içinde milyonlarca ciltlik bilgi barındıran, her bir hücresinde olağanüstü yapıdaki kromozomlara, ribozom, mitokondri, endoplazmik retikulum gibi temel hücre organellerine sahip olan, Allah’ın izni ile sürekli hayat bulan, daima canlı kalan, özel mekanizmalarla, muhteşem sistemlerle donatılmış bir mucizedir.

Üzerine bastığımız halının her bir ilmeğinde, o yüne sahip olan canlının tüm bilgisi olduğu gibi durmaktadır. Tek bir tuz tanesinin içinde, özel kimyasal bağlarla mükemmel bir dizayn sergileyen atomların ve moleküllerin oluşturduğu bir dünya vardır. Allah dilemedikçe, asla, bunların tek bir tanesi bile yörüngesinden çıkmaz, bir tanesinin bile dengesi bozulmaz.

Allah’ın varlığının delilleri her yerdedir. Yüce Rabbimiz’in büyüklüğünü, yüceliğini, gücünü ve kudretini kavrayabilen kalpler için bir binanın dökülmüş boyaları, bir halının ilmeği bile Allah’a iman etmek için yeterlidir. Tüm varlıkların Yaratıcı’sı ve Hakim’i olan Allah, eşsiz ve sonsuz güzelliğini, muhteşem eserlerini her bir noktada, her bir tanede gösterip sergilemiştir. Allah’a iman etmek için bu sebeplerin tek bir tanesi bile yeterlidir. Rabbimiz bir ayetinde şöyle buyurur:
Taneyi ve çekirdeği yaran şüphesiz Allah’tır. O, diriyi ölüden çıkarır, ölüyü de diriden çıkarır. İşte Allah budur. Öyleyse nasıl oluyor da çevriliyorsunuz? (Enam Suresi, 95)