Tüm vicdan sahibi kimselere, vicdanlarının sesini dinleyip Allah’ın Kuran’daki davetine büyük bir şevkle icabet etmelerini bir kez daha hatırlatmak istiyoruz. Çünkü insan, dünyaya bir kez gelir, bir kez imtihan olur ve öldükten sonra bir daha bunun geri dönüşü mümkün değildir.

Dünya hayatı, Kuran’da da bildirildiği gibi “göz açıp kapayıncaya kadar” geçer. İnsan burada vicdanını, iradesini belki bir süre kullanacak ama sonsuza kadar Allah’ın rahmetiyle rahat edecektir. Fakat sadece “burada nefsimin tutkularını tatmin edeyim” diye kendini kandırarak hak dinden yüz çevirecek olursa, eksikliklerle dolu kısa bir dünya hayatı için sonsuz ve mükemmel ahiret hayatını- Allah’ın dilemesi dışında- kaybeder. Oysa bu, asla değmeyecek bir alışveriş ve değmeyecek bir seçimdir.

Akılcı olan ise dünya hayatında nefsinin peşine düşmeyip cenneti kazanmaktır. Çünkü insan ölüm melekleri ile karşılaştığında dünya hayatında tattığı ve önemli gördüğü zevkleri aklından geçirmeye bile vakti olmayacaktır. Sonrasında ise hesap gününün dehşeti yaşanacaktır.

Ama eğer insan ömrünü Allah’a adamışsa, şevkle dine sarılmışsa, bu dehşetten yana korkacak hiçbir şeyi olmayacak, içi rahat ve huzurlu olacaktır. Çünkü amel defteri temizdir. Hiçbir endişeye kapılmadan “… Alın kitabımı okuyun.” (Hakka Suresi, 19) diyecektir. Öyleyse böyle güzel bir sonla karşılaşmak varken neden aksi olsun, neden insan ahirette amel defterini korkuyla versin, neden pişmanlık duysun? Güzel bir sona kavuşmak için insanın yapacağı tek şey, vicdanını kullanıp samimiyetle ve şevkle Kuran ahlakını yaşamaktır. Zaten insanın asıl rahat edeceği, dünyadan gerçek anlamda keyif alacağı hayat şekli de budur. Aksine yani “dünya hayatını daha iyi yaşayayım” diye hırs yaptığında zaten dünyadan da bir zevk alamadığını görecektir.

İman edenler gelmiş geçmiş tüm Müslümanlar arasında Allah’a en yakın insan olabilmek ve eni göklerle yer kadar olan cennete kavuşmak için yarışmalıdırlar. Çünkü Allah ayetlerinde iman edenleri Kendi rahmetine kavuşabilmeleri için büyük bir şevkle hayırlarda yarışıp öne geçmeye çağırmaktadır.

Hiçbir zaman unutulmamalıdır ki, Allah dine şevkle sarılanları ahiretteki dereceleri bakımından üstün tutmuş ve onlara nimetlerle donatılmış cennetlerini vaat etmiştir. Vakıa Suresi’ndeki ayetlerde sonsuz şefkat sahibi olan Rabbimiz iman edenleri şöyle müjdelemektedir:

Yarışıp öne geçenler de, öne geçmiş öncülerdir. İşte onlar, yakınlaştırılmış (mukarreb) olanlardır. Nimetlerle-donatılmış cennetler içinde; Birçoğu geçmiş (ümmet)lerden, birazı da sonrakilerden. ‘Özenle işlenmiş mücevher’ tahtlar üzerindedirler. Karşılıklı yaslanmışlardır. (Vakıa Suresi, 10-16)