Kuran ahlakı ile yaşamayan insanlar, küçük çıkarları için bir başkasına karşı kolaylıkla kin duyabilir veya haset edebilirler. Çoğu zaman hiçbir nedene dayanmayan, kendi kendilerine ürettikleri bu hislerin sonucunda ise, bu kişilerden intikam almak isterler. İnsanların bir kısmı, az ya da çok bu hissi içinde taşır ve için için başkalarının kötülüklerini ister. Kötülüğünü istedikleri kişi, yakın görünen bir dostları dahi olabilir.

Sözgelimi, bir yere giderken, arkadaşına yakışmayan bir kıyafete müdahale etmek istemez çünkü ona göre, çok güzel kıyafet ile dikkat çekici hale gelen bir arkadaş kendisine olan ilgiyi azaltacak ve onu 2. plana itecektir. Yani gerçeği söyleyip, arkadaşlarını güzelleştirmek istemez.

Veya iki arkadaş aynı konu üzerinde çalışırken, biri diğerine yararlandığı kaynakları söylemez, ya da daha az işe yarayanları söyleyip, diğer önemli olanları gizler, “başka bir şey yok” der. Böylece rekabet içinde olduğu arkadaşının işini yavaşlatır veya engeller.

Müminler ise, birbirlerine büyük bir sevgi ve saygı duyarlar. Her zaman yardımlaşma ve dayanışma içindedirler. Kendileri için istediklerinin daha iyisini ve güzelini mümin kardeşleri için de isterler. Bu nedenle, bu tür konularda birbirlerine asla yalan söylemez, aksine bütün içtenlikleri ile yardımcı ve destek olurlar; bir arkadaşlarının giydiği kıyafeti en güzel hale getirirler, bir çalışmalarında ellerinden geldiğince yardım ederler. Bu, müminlerin samimiyetlerinin ve yakınlıklarının bir göstergesidir.

Allah başka bir ayette şu şekilde bildirmiştir:

…Kendilerinde bir açıklık (ihtiyaç) olsa bile (kardeşlerini) öz nefislerine tercih ederler. Kim nefsinin ‘cimri ve bencil tutkularından’ korunmuşsa, işte onlar, felah (kurtuluş) bulanlardır. (Haşr Suresi, 9)