Bazı insanlar kendilerini çok beğenip büyük gördükleri için, her konuda eksiksiz ve kusursuz olduklarını çevrelerindeki insanlara da kanıtlamaya çalışırlar. Kendilerinin her konuda bilgi sahibi olduklarını göstermek isterler. Bu nedenle, kendilerine bir konuda danışıldığında veya kendilerinden bir bilgi istendiğinde, eğer bu konu hakkında bilgileri yoksa, çoğu zaman bir cevap uydururlar.
Sorulan konu hakkında bilgisiz olmak veya konudan haberdar olmamak ağırlarına gider, “bilmiyorum, haberim yok” demezler. Çoğu zaman bu yüzden daha da küçük duruma düşerler, çünkü bilgisizce konuştukları anlaşılır. Ama sırf kibirleri yüzünden küçük düşmeyi ve yalancılığı göze alırlar.
Allah bir ayetinde, bir konu hakkında hiçbir bilgisi olmadığı halde tartışmalara girenlerle ilgili olarak şöyle bildirmektedir:
İşte sizler böylesiniz; (diyelim ki) hakkında bilginiz olan şeyde tartıştınız, ama hiç bilginiz olmayan bir konuda ne diye tartışıp-duruyorsunuz? Oysa Allah bilir, sizler bilmezsiniz. (Al-i İmran Suresi, 66)
Bu tür davranışlar Kuran ahlakına uymayan insanların aralarında yaşattıkları cahiliye ahlakının sonuçlarıdır. Böyle insanlar, kendilerini kabul ettirmek, itibar sahibi, sözü dinlenen insanlar olmak için Kuran ahlakıyla bağdaşmayan yollara başvururlar. Dünyada kendileri için sıkıntı, gerilim ve huzursuzluk yaşatan bu ahlak bozukluklarının sonucunda ise ahiretlerini de tehlikeye atarlar. Bir insanın itibarı ve başarıyı bu şekilde araması büyük bir gaflet ve cehalettir. Çünkü dünyada ve ahirette istenen herşeyin tek yolu, her koşulda Kuran ahlakına ve Peygamberimiz (sav)’in sünnetine uymaktır.