Rabbin bal arısına vahyetti: Dağlarda, ağaçlarda ve onların kurdukları çardaklarda kendine evler edin. Sonra meyvelerin tümünden ye, böylece Rabbinin sana kolaylaştırdığı yollarda yürü-uçuver. Onların karınlarından türlü renklerde şerbetler çıkar, onda insanlar için bir şifa vardır. Şüphesiz düşünen bir topluluk için gerçekten bunda bir ayet vardır. (Nahl Suresi, 68-69)
Bal, gerek içinde barındırdığı vitaminler ve minerallerle, gerekse yapısal özellikleri sebebiyle insanlar için gerçekten de tam bir şifa niteliğindedir. İçinde, kalsiyum, potasyum, magnezyum, sodyum klorür, kükürt, demir ve fosfor gibi mineraller, glukoz, fruktoz gibi şekerler, B1, B2, B3, B5, B6 ve C vitaminleri bulunmaktadır.8 Bunların yanısıra, içinde az miktarlarda, birtakım hormonlar, çinko, bakır ve iyot da vardır. Balın içindeki tüm bu besinler, insan sağlığı açısından son derece önemli ve faydalıdır.
1993 senesinde Dünya Arıcılık Kongresi’nde bilim adamları bal hakkında şu yorumlarda bulunmuşlardır:
Kongre’de, arı ürünleri ile tedavi konusu ağırlık kazandı. Özellikle ABD’li bilim adamları bal, arı sütü, polen ve arı reçinesinin (propolis) birçok hastalığı tedavi ettiğini bildirdiler. Romanyalı bir doktor balı katarakt hastaları üzerinde denediğini ve 2094 hastadan 2002’sinin (%95) bal sayesinde tam olarak iyileştiğini açıkladı. Polonyalı doktorlar ise arı reçinesinin hemoroid, deri hastalıkları, kadın hastalıkları gibi birçok hastalığa iyi geldiğini tespit ettiklerini bildirdiler.9
Balın bir özelliği de, şekere oranla %40 daha az kalori içermesidir. Bu özelliği ile bal, hem yüksek enerji veren, hem de düşük kalorili olan yegane besinlerden biridir.
Düşük kalorili olan bu lezzetli şerbetin bir diğer özelliği de kolay sindirilir olmasıdır. Balın içerdiği, fruktoz, glukoza dönüşebilme özelliğine sahip bir şekerdir. Bu sayede bal, yüksek miktarda asit içermesine karşın, midesi rahatsız olanlar tarafından bile rahatlıkla sindirilebilmektedir.
Balın ayrıca, böbreklerin ve bağırsakların rahat çalışmasını sağlayacak bir yapısı vardır. Aynı durum içerdiği serbest şekerler sebebiyle beynin de çalışmasını kolaylaştırır. Beden için kolaylaştırdığı bir diğer şey ise, kan dolaşımı ve kanın temizlenmesidir. Kanın temizlenip, vücutta dolaşmasına yardımcı olmasının yanısıra, kanın bizzat yapımında da rol oynar. Vücuda sağladığı bol enerji, kan yapımı için gerekli olan enerjinin büyük kısmını karşılayacak niteliktedir.
Tüm bunların yanısıra damar sertliği gibi tehlikeli rahatsızlıklara karşı koruyucu niteliğe sahip olan bal aynı zamanda bakteri öldürücü özelliğe de sahiptir.
Ilık suyla karıştırıldığında 7 dakika gibi kısa bir sürede kana karışan bal, bu özelliği ile bedene şifa dağıtma görevini en iyi ve en hızlı şekilde yerine getirebilmektedir. Ayrıca bal, sulandırıldığında antibakteriyel ama dokulara zarar vermeyen bir antiseptik ortaya çıkmış olur. Bunun dışında balın içinde antibakteriyel özellikleri olan birkaç kimyasal madde de bulunmaktadır.
Arıların, insan sağlığına olan katkıları yalnızca bu kadarla sınırlı değildir. Bir başka ürünleri de arı sütüdür.
Arıların, kraliçe arıyı besleyebilmek için salgıladıkları, pelte kıvamında ve keskin kokulu olan bu madde, insanlar için ayrı bir şifa kaynağı niteliğindedir. Arı sütü denilen bu maddenin içinde fosfor, kalsiyum, demir, sodyum, potasyum, magnezyum gibi mineraller, B2, B3, B6 vitaminleri, protein ve karbonhidrat bulunur.
Arı sütünü insanlar, bedensel yorgunluklarda, zafiyet gibi vücudun kuvvetsiz düştüğü zamanlarda, damar sertliği ve doku yaşlanmalarından ileri gelen rahatsızlıkların iyileştirilmesinde kullanırlar.10
“Görmüyor musunuz ki, şüphesiz Allah, göklerde ve yerde olanları emrinize amade kılmış, açık ve gizli sizin üzerinizdeki nimetlerini genişletip-tamamlamıştır…” ayetinde ifade edildiği gibi arı da tüm bu şifa verici özellikleriyle birlikte Allah’ın insanoğlunun emrine verdiği bir canlıdır. (Lokman Suresi, 20)