Sahip olduğu şeylerden dolayı kibirlenen ve sonunda da azaba uğrayan bağ sahibi bir kişiyle ilgili olarak Kuran’da bir kıssa yer almaktadır. Bu olay zenginlikten kaynaklanan enaniyete açık bir örnektir. Ayetlerde konuyla ilgili olarak şöyle haber verilmektedir:

Onlara iki adamın örneğini ver; onlardan birine iki üzüm bağı verdik ve ikisini hurmalıklarla donattık, ikisinin arasında da ekinler bitirmiştik. İki bağ da yemişini vermiş, ondan (verim bakımından) hiçbir şeyi noksan bırakmamış ve aralarında da bir ırmak fışkırtmıştık. (İkisinden) Birinin başka ürün (veren yer)leri de vardı. Böylelikle onunla konuşurken arkadaşına dedi ki: “Ben mal bakımından senden daha zenginim, insan sayısı bakımından da daha güçlüyüm.” Kendi nefsinin zalimi olarak (böylece) bağına girdi: “Bunun sonsuza kadar kuruyup yok olacağını sanmıyorum” dedi. Kıyamet saatinin kopacağını da sanmıyorum. Buna rağmen Rabbime döndürülecek olursam, şüphesiz bundan daha hayırlı bir sonuç bulacağım.” (Kehf Suresi, 32-36)

Allah ayette “bağ sahibi” olarak bahsedilen bu insanı sınamak için ona büyük bir servet vermiştir. Kendisine verilen nimetler ise bağ sahibinin haksız yere böbürlenmesine sebep olmuştur. Şükredip bağışlanma dilemek ve bunları Allah yolunda kullanmak yerine kibirli ifadeler kullanmış, hatta o kadar ileri gitmiştir ki malının ve gücünün sonsuza kadar kalacağını düşünecek derecede bir akılsızlık içine girmiştir.

Bu olay, enaniyetli kişilerin mantık örgüleri ve fikir yapılarının son derece tutarsız olduğuna çok belirgin bir örnektir. Bağ sahibi mülkünün sonsuza kadar baki kalacağını iddia ettiği halde Allah’ı açık olarak inkar etmemekte ve O’nun huzuruna çıkmaya da ihtimal vermektedir. Fakat böyle bir ihtimal gerçekleşse dahi, cezalandırılmayacağını hatta ödüllendirileceğini düşünmesi ilginçtir.

Bugün de enaniyetli kişilerde benzer bir psikoloji görülür. Din ahlakını açıkça inkar etmeseler bile, Allah korkusundan uzaktırlar. Ama “ahirete gitseler bile” bir şekilde kurtulacaklarını düşünürler. Kuran’daki bağ sahibi örneği, bu ve benzer durumda olanların akletmeyen insanlar olduklarının açık bir göstergesidir. Bu kişinin aklı enaniyetinin şiddetinden kapanmış ve kendisi Allah’ın sonsuz kudretini anlayamayacak hale gelmiştir.

Kuran’da anlatıldığı gibi bağ sahibinin sonu da tam ibretlik olmuştur. Bütün sahip olduklarını yitirmiş ve gücü hiçbir şeye yetmemiştir. En sonunda “keşke” demiştir ancak bu pişmanlık için çok geçtir. Bu durum ayetlerde şöyle bildirilmektedir:

(Derken) Onun ürünleri (afetlerle) kuşatılıverdi. Artık o uğrunda harcadıklarına karşı avuçlarını (esefle) evirip çeviriyordu. O bağın çardakları yıkılmış durumdaydı, kendisi de şöyle diyordu: “Keşke Rabbime hiç kimseyi ortak koşmasaydım”. Allah dışında ona yardım edecek bir topluluk yoktu, kendi kendine de yardım edemedi. (Kehf Suresi, 42-43)