Recm ile ilgili sahte hadisler, Tevrat’ta geçen zina edenin taşlanarak öldürülmesi hükmünü Müslümanlığa dahil etmek ve recm (taşlama) gibi bir vahşeti makul göstermeye çalışmak adına uydurulmuştur.

Zina edenleri öldürün. (1623-Tirmizî] [1601)

Evliyken zina edenleri taşlayarak (recmederek) öldürün. (1111-Buhârî] [1606-Buhari-Müslim-Tirmizi-Ebu Davud-Nesai-İbn Mace)

Bu sahte hadisler, tahrif edilmiş Tevrat’ta geçen zina edenin taşlanarak öldürülmesi hükmünün Müslümanlığa dahil etmek ve recm (taşlama) gibi bir vahşeti makul göstermeye çalışmak adına uydurulmuştur. Söz konusu uydurmayı, hadis literatürüne dahil edebilmek için bir kısım sözde alimler, başka sahte hadisler uydurmaktan geri kalmamışlardır. Aşağıda birkaç örneğini göreceğiniz bu hadisler, recm cezasını makul gösterebilmek için Peygamber Efendimiz (sav)’e, halifelere ve sahabelere yöneltilmiş iftiralarla doludur:

“Zina yapan evlilerin taşlanarak öldürülmelerini emreden ayet Hz. Ayşe’nin döşeğinin altındaki sayfada yazılı bulunuyordu. Peygamber ölünce Hz. Ayşe onun gömülme işlemleri ile meşgulken, evin açık kapısından içeri  giren bir keçi, o sayfayı yedi. Böylece taşlayarak öldürme cezası Kuran’dan çıktı. Ama hükmü devam etmektedir.” (İbn-i Mace 36/194; Hanbel 3/61,5/131)

“Keçinin yemesi sonucu Kuran’dan çıkan taşlama ayetini Ömer Kuran’a tekrar sokmak istedi; ancak halkın dedikodusundan korktuğu için cesaret edemedi” (Buhari 53/5; 54/9; 83/3; 93/21; Muslim, Hudud 8/1431; Ebu Davut 41/1; Itkan 2/34).

“Cenab-ı Allah Muhammed (s.a.s)’i hak ile göndermiş ve O’na Kitab’ı indirmiştir. Recm ayeti de O’na indirilen ayetlerden idi. Biz bu ayeti okuduk, ezberledik ve anladık. Resulullah (s.a.s) recmi uyguladı, ondan sonra biz de uyguladık”. Korkarım, zaman geçince birileri çıkıp “Biz Allah’ın kitabında recmi bulamıyoruz” der ve Allah’ın indirdiği bir farzı terk ederek sapıklığa düşerler. Şüphesiz recm, Allah’ın kitabında, evli olmak, şahit, gebelik veya ikrar bulunmak şartıyla, zina eden kimse aleyhine bir haktır.” (Müslim, Hudûd, 15)

recm

Halife Ömer’in recmi, Medine minberinden ilân etmesi, içlerinde bir çok sahabe bulunan cemaatten hiç birinin buna karşı çıkmaması, recmin sabit olduğunu gösterir. (Sahih-i Müslim Tercüme ve Şerhi, Ahmed Davudoğlu, Istanbul 1978, VIII, 350). es-Serahsî (ö. 490/1097)

İslam’a, Kuran’a Peygamber Efendimiz (sav)’e ve sahabelere yöneltilmiş sayısız iftiralarla dolu olan yukarıdaki uydurma hadisleri detaylı inceleyelim:

Öncelikle Allah ayetleriyle, Kuran’ın İlahi koruma altında olan bir kitap olduğunu açıkça ifade etmiştir:

Hiç şüphesiz, zikri (Kur’an’ı) Biz indirdik Biz; onun koruyucuları da gerçekten Biziz. (Hicr Suresi, 9)

Elbette bu, bir Kur’an-ı Kerim’dir. Saklanmış-korunmuş bir Kitap’ta (yazılı)dır. (Vakıa Suresi, 77-78)

Şüphesiz, onu (kalbinde) toplamak ve onu (sana) okutmak Biz’e ait (bir iş)tir. (Rahman Suresi, 17)

RECM KURAN’DA OLMAYAN, İSLAM DIŞI, PUTPEREST BİR UYGULAMADIR.
recm cezası, İran
Dünya üzerinde halihazırda “İslami şeriat” adı altında İran, Afganistan Suudi Arabistan gibi ülkelerde uygulanan recm cezası hem İslam’a ve Kuran’a aykırıdır, hem de cinayettir. Yanda İran’da taşlama uygulaması (recm) resmedilmiştir.

Allah açıkça Kuran’ın koruyucusu olduğunu, ayetleri bir araya getirip onları saklayanın Kendisi olduğunu ayetlerinde belirtmiştir. Son indirilen vahiy olan Kur’an’ın ilahi bir koruma altında olduğunu yine Kur’an’ın kendisinden öğreniriz. Zira Kuran son Kitap olduğu için kıyamete kadar insanların hidayet bulmasına vesile olacaktır. Bu nedenle de son vahiy Allah tarafından koruma altına alınmıştır.

Nitekim bunu Yüce Rabbimiz, Peygamberimiz (sav)’e “Sana okutacağız, sen de unutmayacaksın.” (A’la Suresi, 6) ayetiyle vahyetmiştir. Bu ayetin de bildirdiği şekilde, Allah, Peygamberimiz (sav)’e okutulan hiçbir ayeti unutturmamıştır. Dolayısıyla Kuran’da unutulan veya eksik kalan bir ayet bulunması imkansızdır.

Zina ile ilgili ayeti keçinin yemesi iddiasında ise Allah’ın ayetinde “saklanmış ve korunmuş” bir kitap olarak tarif ettiği Kuran’dan bir ayetin çıktığı, bir başka deyişle -Haşa- Allah’ın ayeti koruyamadığı iddia edilmektedir (Allah’ı tenzih ederiz). Bu, başlı başına söz konusu ayetleri reddetmek, Allah’ın sözünden şüphe etmek ve dinden çıkmak anlamına gelir.

Dahası, uydurma hadisler ile Halife Hz. Ömer’e açık bir iftira yöneltilmektedir. Bu iftiraya göre, Hz. Ömer “Kuran’da olmayan bir hükmü biliyor, Kuran’da olmamasına rağmen Medine minberinde bunu bir ayet olarak açıklıyor, buna hiçbir sahabe karşı çıkmıyor, Hz. Ömer de dedikodudan “korktuğu” için bunu Kuran’a dahil edemiyor” gibi bir konuma getirilmektedir.

Kuşkusuz ki, Kuran’da olmayan bir hükmü “aslında bu Kuran’da vardı” diyerek Peygamberimiz (sav)’in halifesinin açıklıyor olması imkansızdır. Bu, Hz. Ömer’in, Kuran’ın korunmuş bir kitap olduğu gerçeğini reddettiği anlamına gelmektedir ki, bunun anlamı da Allah’ın hükmüne karşı gelmesi olacaktır (Hz. Ömer’i tenzih ederiz). Bu kuşkusuz sahte hadislerle Hz. Ömer’e yöneltilmiş çok çirkin ve büyük bir iftiradır.

Bununla birlikte, Kuran’daki bir ayetin korunmadığına dair minberde yapılan açıklamaya hiçbir sahabenin karşı çıkmadığı belirtilerek sahabelere de büyük bir iftira yöneltilmektedir. Böylesine sapkınca bir iddiaya sahabelerin tümünün şiddetle ve hemen Kuran’dan delil göstererek karşı koyacakları açıktır.

Hz. Ömer’e söz konusu sahte hadislerle yapılmış bir diğer çirkin iftira ise, “Kuran’da olduğunu düşündüğü bir hükmü, dedikodudan çekindiği için açıklayamadığı” iddiasıdır. Bu, söz konusu hadisi uyduran sahte alimlerin Allah’a, Peygamberimiz (sav)’e, halifelere ve sahabelere bakış açısının ne kadar çarpık ve korkunç olduğunu açıkça göstermektedir. Hz. Ömer, Peygamberimiz (sav)’i örnek almış, tüm hayatı boyunca Allah için yaşamış, bu uğurda çok çeşitli zorluklara göğüs germiş, Allah’a, Peygamber (sav)’e ve Kuran’a iman ve koruyuculuk konusunda ölümü göze almış salih bir Müslümandır. Hayatı boyunca kınayanın kınamasından, ölümden, savaşlardan, tehditlerden asla çekinmeyen, Allah’tan başka kimseden korkmayan bu üstün ve mübarek insanın “dedikodudan korktuğu için Kuran’dan çıkarılmış bir ayeti açıklamaktan çekindiği” izahı İslam ile alakası olmayan hasta bir beynin ürettiği kirli, iftira dolu bir açıklamadır.

Bütün bunların yanı sıra, zina konusunun hükmü Kuran’da oldukça detaylı bir şekilde açıklanmıştır ve recm adı verilen vahşet Kuran’da hiçbir şekilde yoktur. Eğer recm söz konusu sözde alimlerin uydurmalarına göre Kuran’da var ise, zina konusunda iki farklı hüküm nasıl mümkün olmuştur? Elbette böyle bir şey olamaz. Bu da sahtekarlığın bir başka kanıtıdır. Şimdi, zina konusunda Kuran’da Rabbimiz’in verdiği tek geçerli hükmü ayetlerle açıklayalım:

recm

Bağnazların mevzu hadislerle uydurduğu, zina ile ilgili ayeti keçinin yemesi iddiasında -Haşa- Allah’ın ayeti koruyamadığı iddia edilmektedir (Allah’ı tenzih ederiz). Bu, söz konusu ayetleri reddetmek, Allah’ın sözünden şüphe etmek ve dinden çıkmak anlamlarına gelir.

KURAN’DA ZİNA EDENİN ÖLDÜRÜLMESİNE YA DA RECM EDİLMESİNE (TAŞLANARAK ÖLDÜRÜLMESİNE) DAİR HÜKÜM YOKTUR.

Kuran’a Göre Zinanın Hükmü

Zina konusuyla ilgili hüküm Kuran’da şöyledir:

Zina eden kadın ve zina eden erkeğin her birine yüzer değnek (celde) vurun. (Nur Suresi, 2)

Ayette kullanılan “celde”, kalın bir sopa olmayıp, ince bir değnektir. Ve Peygamberimiz (sav) döneminde bu hüküm, yüz değneğin bağlanıp bir araya getirilmesiyle gerçekleştirilmiş, zina eden kişiye birbirine bağlanmış yüz değnekle bir kere vurularak bu hüküm yerine getirilmiştir.

Bunun dışında asıl olarak vurgulanması gereken bir gerçek vardır ki, Kuran’da bu konuyla ilgili diğer açıklamalardan, söz konusu değnek cezasının bile bir caydırma amacı taşıdığı, pratikte uygulanmasının pek mümkün olmayacağı anlaşılmaktadır:

Korunan (iffetli) kadınlara (zina suçu) atan, sonra dört şahid getirmeyenlere de seksen değnek vurun ve onların şahidliklerini ebedi olarak kabul etmeyin. Onlar fasık olanlardır. (Nur Suresi, 4)

Vasily Polenov’un “Zina ile suçlanan kadın ve Hz. İsa verdiği karar” adlı yağlı boya tablosu, 1888
Vasily Polenov’un “Zina ile suçlanan kadın ve Hz. İsa verdiği karar” adlı yağlı boya tablosu, 1888

Ayetten de anlaşıldığı gibi bir kadının zina suçu ile suçlanabilmesi için, onu zina anında gören dört kişinin varlığı şarttır. Bu dört kişinin, zinanın öncesini veya sonrasını değil, tam olarak zina anını görmesi onları şahit yapar. Çünkü öncesinde veya sonrasında bu iddia ile ortaya çıkmak yine bir zan olacaktır. Pratikte, zina anına şahit olan dört kişinin varlığı mümkün olmadığından, bunun sadece caydırıcı bir ceza olduğu rahatça anlaşılabilmektedir.

Bu ayette ayrıca, zina suçunu atmasına rağmen şahit getirmeyenlere seksen değnek cezasının olması da bu konuda iftirayı engelleyici oldukça caydırıcı bir hükümdür. Yine bir başka ayette bir kadına zina suçu atan fakat şahit getirmeyen kişilerin Allah Katında yalancılar sayılacağı belirtilmektedir:

Ona karşı dört şahitle gelmeleri gerekmez miydi? Şahitleri getirmediklerine göre, artık onlar Allah Katında yalancıların ta kendileridir. (Nur Suresi, 13)

Recm Cezasina Goturulen Kiz Tablosu

RECM, KURAN’DA OLMAYAN, İSLAM DIŞI, PUTPEREST BİR UYGULAMADIR.

Görüldüğü gibi, şahit getiremeyen bu kişi, iftira atmakla ve yalancılıkla suçlanmaktadır. Dolayısıyla, söz konusu kişinin burada doğru söyleyip söylemediğinin anlaşılması için tek geçerli yol, onunla birlikte zinaya şahit olmuş 4 kişinin varlığıdır. Bunun dışında sözü geçerli olmayacaktır.

Kuran’a göre zinanın hükmü bu şekildedir. Bu hüküm son derece detaylı ve açıktır ayrıca recmin dışında tamamen farklı bir yöntem tarif edilmektedir. Ayetin bu açık hükmüne rağmen İslam’a çeşitli sahtekarlıklarla recm vahşetini katmaya çalışanlar, çok büyük bir iftirayı yüklenmiş olmaktadırlar. Şu anda “İslami şeriat” adı altında İran, Afganistan Suudi Arabistan gibi ülkelerde uygulanan recm cezası hem İslam’a ve Kuran’a aykırıdır, hem de cinayettir. Bu ülkelerde söz konusu uygulama ile, açıkça İslam’ın adı kullanılarak cinayet işlenmektedir.

Recm Cezasi Hadisde ve Kuranda

A

1. Zina Edenin Öldürülmesi ile ilgili HADİS KAYNAKLARI

2. KURAN’DA ZİNA EDENİN ÖLDÜRÜLMESİNE DAİR HİÇBİR HÜKÜM YOKTUR. RECM HADİSLERİ UYDURMADIR.

Recm Cezasi Hadisde ve Kuranda

B

3. Allah’ın sözü olan Kuran yerine uydurma hadislerle hüküm verildiğinde dehşet verici bir anlayış ortaya çıkmaktadır. Zina edenin taşlayarak öldürülmesini öne süren uydurma hadisler de bu ürkütücü sistemin örneklerinden biridir.

Recm Cezasi Hadisde ve Kuranda

C

4. Peygamberimiz (sav)’in Allah’ın indirdiğiyle hükmetmiştir ve zina edenin taşlanarak öldürülmesine dair hiçbir uygulama yapmamıştır. Bu hadisler doğru değildir.

Recm Cezasi Hadisde ve Kuranda

D.

5. Zina Edenin Öldürülmesi ile ilgili HADİS KAYNAKLARI

6. KURAN’DA ZİNA EDENİN ÖLDÜRÜLMESİNE DAİR HİÇBİR HÜKÜM YOKTUR. RECM HADİSLERİ UYDURMADIR.

Recm Cezasi Hadisde ve Kuranda

E

7. Kuran’a göre kadın veya erkeğin zina yaptığına hüküm verilebilmesi için dört şahidin olay anında orada bulunması ve dördünün aynı anda eyleme tanıklık etmesi gerekir. Pratikte bu mümkün olmadığından Kuran’daki seksen değnek cezası sadece caydırıcı niteliktedir.

Recm Cezasi Hadisde ve Kuranda

F

8. Zina Edenin Öldürülmesi ile ilgili HADİS KAYNAKLARI

9. KURAN’DA ZİNA EDENİN ÖLDÜRÜLMESİNE DAİR HİÇBİR HÜKÜM YOKTUR. RECM HADİSLERİ UYDURMADIR.

Recm Cezasi Hadisde ve Kuranda

G.

10. Kuran’da zina edenin öldürülmesine dair hüküm yoktur. Buna dair sözde hadisler Peygamberimiz (sav)’e iftiradır. Resulullah Kuran’a aykırı hüküm vermez.

Recm Cezasi Hadisde ve Kuranda

H

11. Zina Edenin Öldürülmesi ile ilgili HADİS KAYNAKLARI 12. KURAN’DA ZİNA EDENİN ÖLDÜRÜLMESİNE DAİR HİÇBİR HÜKÜM YOKTUR. RECM HADİSLERİ UYDURMADIR.