“Kamil” sıfatı, yetkin, eksiksiz, mükemmel anlamlarını taşır. Bu yazıda konu edilen “kamil iman” da, bir insanın ulaştığı imani olgunluğun ve derinliğin en ileri, en mükemmel derecesini ifade eder. Peki bir insanın imanının olgunlaşması, mükemmelleşmesi nasıl gerçekleşir?

Allah, indirdiği yol gösterici kitap olan Kuran’ın her ayetini belirli bir hikmet üzerine göndermiştir ve ancak ayetlerin hepsi birden uygulanırsa “Kuran ahlakı” gerçek anlamda yaşanabilir.

Bu önemli gerçeğin farkına varamayan kimi insanlar, Kuran’ın bazı hükümlerini yerine getirmeye özen gösterirken, bazı hükümlerine gereken önemi vermezler. Söz gelimi bazı ibadetleri titizlikle yerine getirirken, Allah’ın Kuran’da tüm detaylarını verdiği güzel ahlakı yaşamaya aynı derecede özen göstermezler. “Ben zaten Allah’a inanıyorum” demenin yeterli olacağını zannederler. Oysa Allah, “İnsanlar, ‘iman ettik’ diyerek, sınanmadan bırakılacaklarını mı sandılar?” (Ankebut Suresi, 2) ayetiyle insanları bu konuda uyarmıştır. Bu ayetten anlaşılmaktadır ki, bir insan, “ben iman ettim” dedikten sonraki hayatında, gerçekten Allah’ı razı etmek için yaşadığını, O’nun hoşgördüğü ahlakı uyguladığını fiili olarak da göstermelidir. Karşısına çıkan her türlü durumda Allah’ın hoşnut olacağı güzel ahlakı yaşamalı; aksi bir tavır sergilemekten de şiddetle kaçınmalıdır. İşte gerçek dindar olmanın yolu budur. Kişinin samimiyeti, Allah’ın güzel gördüğü ahlakı yaşama konusundaki çabasıyla ölçülür.

ALLAH RIZASININ EN FAZLASI

Bu konuda, halk arasında oldukça yaygın olan bir yanlış anlayış vardır. Pek çok insan, güzel ahlak ve takvanın ancak Peygamberler, sahabeler gibi Kuran’da örnek gösterilen üstün kişiler tarafından yaşanabileceğine inanır. Oysa Allah bu insanların örneklerini, diğer insanların da aynı tavır ve davranışları göstermeleri, aynı ahlakı sergilemeleri için vermiş ve tüm insanları Kuran’da bildirilen hükümlere uymaya, İslam ahlakını eksiksiz olarak yaşamaya davet etmiştir.

Her insan üstün bir ahlakı hedeflemekle ve buna gayret etmekle sorumludur. Bu konuda insanların önüne herhangi bir sınır konmamıştır. Allah’a gönülden iman eden, O’na samimiyetle yakınlaşmaya çalışan her mümin bu ahlakı kazanabilir ve “imani olgunluğa” erişebilir.

KAMİL İMANA ULAŞMAK

“Kamil” sıfatı, yetkin, eksiksiz, mükemmel anlamlarını taşır. Bu yazıda konu edilen “kamil iman” da, bir insanın ulaştığı imani olgunluğun ve derinliğin en ileri, en mükemmel derecesini ifade eder. Peki bir insanın imanının olgunlaşması, mükemmelleşmesi nasıl gerçekleşir?

“Allah’a iman etmek”, O’nun herşeyin tek yaratıcısı, tek sahibi ve tek hakimi olduğunu kavramaktır. Her insanın O’na muhtaç olduğunu bilip, Allah’ın hiçbir şeye ihtiyacı olmadığını ve her işi bir kader ile yarattığını anlayarak hayatın her anında O’na teslim olmasıdır. “Allah’a teslim olmak” ise, Allah’tan çok korkmakla ve O’na herşeyden ve herkesten çok bağlanıp, O’nu çok sevmekle mümkün olur. Allah’a gerçek anlamda teslim olan bir insan, kendisine yalnızca Allah’ı dost ve veli edinir. Hayatı boyunca karşısına çıkan her olayın Allah’ın kontrolü altında gerçekleştiğini ve tüm bunların özel hikmetlerle yaratıldığını bilir.

İmanı içlerine tam olarak sindirememiş kişiler bir ucundan dine yönelirlerken, kamil iman sahipleri Kuran’ı hayatlarının her anında kendilerine vazgeçilmez bir rehber edinirler.

Yine aynı şekilde bu samimiyetsiz kişilerin imanları belirli şartlara bağlı iken, kamil iman sahipleri kayıtsız şartsız iman ederler. Şartlı iman eden kişiler, ancak nimet içerisinde olduklarında ve tüm olaylar kendi istedikleri gibi geliştiğinde dine sadık kalır ve güzel ahlakı taklit edebilirler. Ancak nimetlerde bir eksilme olduğunda ya da herhangi bir zorlukla karşılaştıklarında kolaylıkla dinden taviz verebilir ve sadakatlerini bozabilirler. Kamil iman sahipleri ise, Allah’a olan inançlarında ve sadakatlerinde güzel bir kararlılık gösterirler. Bunun altında yatan asıl sebep, onların “kesin bir bilgiyle” iman ediyor olmalarıdır. “Kesin bir bilgiyle iman etmek”, kişinin, Allah’ın ve ahiretin varlığına, aklı, kalbi ve vicdanıyla kesin olarak kanaat getirmiş olmasıdır. Kuran’daki “Ve onlar, sana indirilene, senden önce indirilenlere iman ederler ve ahirete de kesin bir bilgiyle inanırlar” (Bakara Suresi, 4) ayetiyle de, iman edenlerin bu özelliği vurgulanır.

Kamil imanın farklılığı, vicdanın tam kapasitede kullanılmasıyla kendini belli eder. “Vicdan” her zaman Allah’ın emirleri doğrultusunda hareket eden ve kişiyi sürekli doğru olana davet eden bir sestir. Kamil iman sahibi her durumda vicdanının sesini dinler. Bu da onun daima Kuran’a en uygun ve Allah’ın en hoşnut olacağı ahlak ve tavırları ortaya koymasını sağlar.