www.kurandadua.beyazsiteler.com
İnsanların pek çoğu müjdeli bir haber aldıklarında büyük bir sevince kapılarak arka arkaya Allah’a sözlü olarak şükretmeye başlarlar. Çok istedikleri bir eşyaya sahip olduklarında veya beklemedikleri bir anda güzel bir olayla karşılaştıklarında da aynı şekilde davranırlar. Peki ama yalnızca sonucuna çok sevinilen bir haber veya olumlu bir gelişme üzerine mi Allah’a yönelip şükretmek gerekir? Şükrün yeri, vakti var mıdır? Allah’ın kullarına emrettiği bu ibadetin hikmetleri nedir; Kuran’da nasıl bir tarifi vardır?
Kişinin Allah’a karşı her an teşekkür hisleriyle dolu olması ve bu hissiyatını sözlü ve fiili olarak ifade etmesi olarak tanımlanabilecek şükür ibadeti, Kuran’da sıklıkla dikkat çekilen ve hayat boyu yerine getirilmesi gereken çok önemli bir ibadettir.
Gerçek şu ki kişinin her durumda şükredebilmesi, Allah’a çok derin ve karşılıksız bir sevgi duyması ve O’nun Yüce vasıflarını çok iyi kavramasıyla doğrudan ilişkilidir. Allah’ı tanıyan, Allah’ı çok seven, aşkla Allah’a bağlı olan bir kişi O’na olan sevgisini her fırsatta dile getirmek ister. Onun için şükür, asıl sevgilisi olan Allah’a olan hayranlığını gösterme yollarından biridir. Her an her saniye kalbinde duyduğu bu coşkuyu sürekli olarak anlatmak, ifade etmek ister. Nefes almadan nasıl yaşayamazsa, sevgilisini anıp O’na şükretmeden de yaşayamaz. Çünkü ruhuyla, kalbiyle, tüm benliğiyle her an Allah’ı hissetmekte, Allah’ın varlığının sonsuz delillerini idrak etmektedir; her baktığı yerde O’nu görür ve O’nun sonsuz sanatına, gücüne duyduğu hayranlığı her an tesbih etmek ister. Bu şevk ve iştiyak onu doğal olarak şükretmeye yöneltir.
Öte yandan Allah aşığı bir insan dört bir yandan Allah’ın nimetleriyle kuşatılmış olduğunun, bunların hiçbirisine kendisinin güç yetiremeyeceğinin ve yalnızca O’nun dilemesiyle bu nimetlere kavuşabildiğinin farkındadır. Aradaki sebeplere hiçbir şekilde takılmadan her şeyin, her nimetin yalnızca Allah’tan olduğunu bilir ve detay detay her nimetin şükrünü eda etmeye çalışır. Sevgilisi olan Allah onu sevmekten yorulmazken, o da Allah’ı sevmekten yorulmaz; Allah ona nimet vermekten bir an bile yorulmazken, o da Allah’a teşekkür etmekten yorulmaz.
Eğer şükreder ve iman ederseniz, Allah azabınızla ne yapsın? Allah şükrün karşılığını verendir, bilendir. (Nisa Suresi, 147)