Din ahlakının varlığı, Allah sevgisini beraberinde getireceği için bu, tüm insanlarda çok olumlu ve güzel bir etki yapar. Herkes Allah’ın rızasını kazanmak için güzel ahlak gösterir, birbirini Allah rızası için sever, sayar. Stres, üzüntü, mutsuzluk ve bu duygulara sebep olan düşünce yapısı ortadan kalkar. İnsanlar arasındaki sevgisiz, bencil ve egoist tavırların yerini şefkat, merhamet, hoşgörü, sevgi ve saygı dolu yaklaşımlar alır. Allah iman eden kullarına yaşattığı sevgiyi bir ayetinde şu şekilde bildirmektedir:
İman edenler ve salih amellerde bulunanlar ise, Rahman (olan Allah), onlar için bir sevgi kılacaktır. (Meryem Suresi, 96)
İnsanlar Allah’ın emirleri doğrultusunda hayırlarda yarışırlar. Dünya hayatında Allah sevgisini nefsani sevgiye üstün tutan samimi müminler de ahirette, Allah’ın izniyle, sonsuza kadar sevdikleriyle birlikte yaşayacakları cennet bahçelerinde olmayı umarlar:
(O gün) Zalimleri kazandıkları dolayısıyla korkuyla titrerlerken görürsün; o (yaptıkları) da üstlerine çöküvermiştir. İman edip salih amellerde bulunanlar ise cennet bahçelerindedirler. Rableri Katında her diledikleri onlarındır. İşte büyük fazl (nimet ve üstünlük) budur. (Şura Suresi, 22)