Müslüman etrafında gördüğü herşeyin ve her olayın Allah tarafından yaratıldığını bilir. Kıskançlığın da haram olduğun bilir ve böyle bir ahlak zaafiyetine kapılmaz. Tam tersine böyle bir ruh halinden çok uzaktır. Güzelliği Allah’ın güzelliği olarak görür ve zevk alır. Mal, mülk, gösteriş peşinde olmaz ve eşyayı Allah’ın sanatının tecellisi olarak görür ve içi açılır. Oysa Kuran ahlakını yaşamayan insanlar böyle bir duruma genelde katlanamazlar. Herşeyi sahiplenmek isterler. Aslında bu insanların kendisine zarar verir. Kıskançlık hissine kapılan bir kişi mutlu olamadığı gibi güzelliklerden de zevk alamaz.
Kıskanmanın oluştuğu durumlarda kişi kendini ve etrafını Allah’tan bağımsız zanneder. Güzelliği, aklı, malı kişiye ait sanır ve kendisiyle kıyas yapıp kıskanır. Üstünlüğün bu özelliklere sahip olmakla elde edileceğini düşünür. İşte iman eden bir kişi asla bu gaflete düşmek istemez. Kişilere ve kendine benlik vermekten şiddetle çekinir. Üstünlüğün Allah korkusuna göre olacağını, herşeyin Allah’a ait ve kontrolünde olduğunu hiç aklından çıkarmaz. O yüzden Müslümanlar sürekli huzurlu ve mutludur.