Sizden; hayra çağıran, iyiliği (marufu) emreden ve kötülükten (münkerden) sakındıran bir topluluk bulunsun. Kurtuluşa erenler işte bunlardır. ( Al-i İmran Suresi, 104 )
Müminler, Allah’tan korkmayan insanların gaddarlığını, merhametsiz ve bencil tavırlarını bildikleri için mümin kardeşlerini kendilerinden önemli görürler. Zor durumda, hasta veya muhtaç konumda olmaları da bu durumu inşaAllah değiştirmez. Önceliği her zaman kardeşlerine verirler.
İnkar eden insanlar arasında ise genelde sevgisiz ve zalim bir ilişki vardır. Alaycı ve vurdumduymaz davranmaktan, karşılarındaki insanları incitmekten çekinmezler. Özellikle kendi çıkarları söz konusu olduğunda rahatlıkla saldırgan bir tavır gösterebilirler. Müminler, inkar edenlerin bu tavrıyla, Müslümanların güzel ahlaklı tavrını kıyasladıklarında Allah’ın emrine uymanın büyük bir nimet ve güzellik olduğunu çok daha iyi anlayıp şükrederler. Allah, Müslümanların birbirlerinin velileri olduğunu bir ayette şu şekilde bildirmektedir:
Sizin dostunuz (veliniz), ancak Allah, O’nun elçisi, rüku’ ediciler olarak namaz kılan ve zekatı veren mü’minlerdir. (Maide Suresi, 55)