• Zamanı iyi değerlendirmek  niçin önemlidir?
  • Nasıl zaman mühendisi olunabilir?

Bazı kimselerin Kuran ahlakını yaşama konusunda en çok yanıldığı noktalardan biri, hayatlarını “ibadet zamanları” ve “diğer zamanlar” olarak iki bölüme ayırmalarıdır. Söz konusu kişiler, büyük bir yanlışlık olarak, bu dünyanın geçici olduğunu ve ahiret hayatının varlığını, yalnızca belirli ibadet zamanlarında hatırlarlar. Bu belirli zamanların dışında ise, dünya işlerinin sözde karmaşasına kapılarak sahip oldukları “zaman”ı ahiret açısından önemli olmayan faydasız işler ve düşüncelerle geçirebilmektedirler. Oysa, uykuda geçirilen saatler çıkarıldığında, Yüce Allah kullarına her gün yaklaşık olarak 16-17 saatlik büyük bir zaman dilimini, Rabbimiz’in rızasını kazanabilmeleri için ihsan etmektedir.

Bir hadisinde Peygamber Efendimiz (s.a.v.) dünyadaki zaman ile ilgili olarak şöyle buyurmuştur:

İbnu Ömer (r.a.) anlatıyor: “Resûlullah (s.a.v.) omuzumdan tuttu ve: “Sen dünyada bir garib veya bir yolcu gibi ol” buyurdu. İbnu Ömer şöyle diyordu: “Akşama erdin mi, sabahı bekleme, sabaha erdin mi akşamı bekleme. Sağlıklı olduğun sırada hastalık halin için hazırlık yap. Hayatta iken de ölüm için hazırlık yap.” (Buhârî, Rikak 2; Tirmizî, Zühd 25 (2334))

Her anlarını Kuran ahlakına göre yaşamak için çaba gösteren müminler, dünya hayatında geçirdikleri her saniyenin hesabını Allah Katında vereceklerini bilirler. Bu nedenle yaşamları boyunca bu sorumluluğun verdiği bilinçle hareket eder ve Allah’ın rızasını kazanabilmek için zamanlarını en iyi şekilde değerlendirirler. “Şu halde boş kaldığın zaman, durmaksızın (dua ve ibadetle) yorulmaya-devam et.” (İnşirah Suresi, 7) ayetinin hükmü gereği, yaşadıkları her anı salih bir amelde bulunabilmek için kullanırlar.

Şeytanın Oyalaması: Boş Vakit

Boş vakit geçirmeyi güzel görmek, şeytanın insanlara verdiği bir telkindir. Din ahlakının yaşanmadığı bir toplumda insanlar için boş vakit geçirmek, onların kullandığı ifadeyle “zaman öldürmek” çok yaygındır. Fakat mümin, Allah’ın ona lütfettiği vaktini, her anını Allah’a yakınlığını artırarak, daha derin düşünerek, Müslümanlara, İslam’a hizmet ederek geçirmelidir.

Allah’a samimi olarak inanan bir kişi, şeytanın dünya hayatında insanlara süslü gösterdiği boş uğraşlardan kendini tamamen uzak tutmalıdır. İnsan ancak bu şekilde berrak bir zihinle gereği gibi derin düşünebilir. Kuran’da müminlerin boş işlerden yüz çevirdikleri şöyle bildirilmiştir:

   “Onlar, ‘tümüyle boş’ şeylerden yüz çevirenlerdir.” (Müminun Suresi, 3)  

Vakti İyi Değerlendirerek Allah’ı Razı Edecek Çalışmalar  Yapmanın Önemi

Vaktini boşa geçiren bir insan gereği gibi ölümü, cenneti, cehennemi derin düşünemez. Halbuki mümin, herkes gibi kendisinin de süratle ölüme doğru gittiğini, dünyadaki her şeyin imtihanın bir gereği olarak yaratıldığını kesinlikle aklından çıkarmaz. Allah’ın gün içinde kendisine gösterdiği aczini düşünüp kendisini Allah’a yaklaştıracak konulara yönelir. Örneğin, Müslümanların Kuran ahlakını insanlara anlatma konusunda verdikleri samimi fikri mücadeleyi gördüğü halde, şeytanın ona süslü gösterdiği hayatı tercih eden, hayatını boş amaçlarla harcayan birini düşünelim.

Hesap gününde bu kişiye Allah yolunda çaba harcamak varken, neden boş işlerle vakit geçirdiği sorulabilir. Mümin, hesap gününde böyle bir durumla karşılaşmadan, dünyada iken vicdanını kullanarak böyle bir tavırdan sakınmalıdır. Kuran’ın, “Size ne oluyor ki, Allah yolunda ve: “Rabbimiz, bizi halkı zalim olan bu ülkeden çıkar, bize Katından bir veli (koruyucu sahib) gönder, bize Katından bir yardım eden yolla” diyen erkekler, kadınlar ve çocuklardan zayıf bırakılmışlar adına savaşmıyorsunuz?” (Nisa Suresi, 75) ayetinde bildirildiği gibi, müminler hayatlarını, Allah’ın razı olacağı şekilde Allah’ın rızası için tebliğ yapmak, derin düşünmek, İslam ahlakını yaymak için çaba göstererek geçirmelidirler. Aksinde gün içinde düşündükleri, dikkat verdikleri dünyevi birçok konu onlara hiçbir yarar sağlamayacaktır. Aksine hesabını veremeyecekleri bu boş vakit onları ahirette kayba sürükleyebilir. Önemli olan müminin bu gerçeğin bilincinde olması ve tek bir anını bile boşa geçirmemesidir. Kuran’da bu yönde samimi çaba gösteren müminler şöyle müjdelenmişlerdir:

“İman edenler ve salih amellerde bulunanlar -ki Biz hiç kimseye güç yetireceğinden fazlasını yüklemeyiz- onlar da cennetin ashabı (halkı)dırlar. Onda sonsuz olarak kalacaklardır.” (Araf Suresi, 42)

Boş Düşüncelerle Kaybedilen Vakitlerin Geri Kazanılamayacağı Unutulmamalıdır

zamanmuhendisi2(1)

Pek çok insanın zamanını harcadığı konuların başında, genellikle bir sonuca ulaşmayan, ancak gün boyunca onları meşgul edebilen boş düşünceler gelebilmektedir. Örneğin; kendi aleyhine olacağını düşündüğü bir durum karşısında muhtemel planlar ve savunmalar hazırlamak veya çevresinde yapılan konuşmalardan ve esprilerden kariyerine bir zarar gelip gelmediğini ince ince hesaplamak, bu konulardan sadece birkaç tanesidir. Bu örnekler, insanların bulundukları ortama ve duruma göre çoğaltılabilir; ancak hepsinden çıkan sonuç aynıdır. Bunların hiçbiri insanlara fayda sağlamamakta, aksine vakit kaybettirmekte ve zaman zaman gerginlik meydana getirebilmektedir.

Bunun yanı sıra -ders çıkarma amacı olmadan- geçmişte yaşanmış olayları tekrar tekrar düşünmek de vaktin boşa harcanmasına neden olur. Artık sadece hafızada kalan birer bilgi olan anıları sürekli düşünmek ve zamanı bu şekilde harcamak çok büyük bir gaflet halidir.

Bu şekilde kaybedilen zamanların dönüşü olmayan sonuçlarından biri, boşa geçen sürenin geri kazanılamamasıdır. Çünkü insan, Allah’ın yarattığı kader üzere, dünyada belli bir süre kalacaktır. Kaybedilen bu süre, dünyada kalınacak hayattan alınmış ve geri gelmesi mümkün olmayan bir vakittir. En önemlisi de, “Allah’ın rızasını kazanmak” gibi hikmetli ve hayırlı düşüncelerle zamanı en iyi şekilde değerlendirmek yerine, geçmişte yaşanan olayları anmak ya da anılarda yaşamak böyle bir imkanı engelleyecektir. Ancak burada belirtilmesi gereken bir nokta vardır: Tabii ki mümin de geçmişinde yaşadığı bir olayı hatırlayabilir. Fakat hatırladığı olaylardan ahiretini hayırlı şekilde etkileyecek dersler çıkarmaya çalışarak, gaflete kapılmadan Allah yolunda çaba harcamaya devam eder.

Hoşa Gitmeyen Olaylarda da Kader Mükemmel Şekilde İşlemektedir

Kuran ahlakından uzak yaşayan insanların boşa zaman harcadıkları bir diğer konu da, hayatlarının büyük bir kısmında pişmanlıklar yaşamaları ve “keşke”lerle dolu düşüncelere sahip olmalarıdır. Herşeyin Yüce Allah’ın kontrolünde olduğunu tam olarak kavrayamamış olan bu kişiler, yaşadıkları olaylarda hoşlarına gitmeyen bir durum olduğunda, kaderin mükemmelliğini gözardı ederek pişmanlık dolu düşüncelerle saatlerce mücadele edebilirler. Oysa insanın başına gelen her olay, ilim bakımından herşeyi kuşatan Allah’ın belirlediği kader dahilinde yaşanmaktadır. Bu yaşananları “keşke” gibi düşüncelerle değiştirmenin imkanı yoktur. Ancak şeytan insanların hayırlı işlerle ilgilenmelerini engellemek ve oyalamak için onları bunun gibi boş düşüncelere daldırmaktadır. Şeytanın bu amacı Kuran’da şöyle bildirilmiştir:

“Dedi ki: “Madem öyle, beni azdırdığından dolayı onlar(ı insanları saptırmak) için mutlaka Senin dosdoğru yolunda (pusu kurup) oturacağım. Sonra muhakkak önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım. Onların çoğunu şükredici bulmayacaksın.” (Araf Suresi, 16-17)

Boş Konuşarak Kaybedilen Vakitler…

İsraf edilen zamanların önemli bir bölümü boş konuşmalarla geçmektedir. Dedikodu yapmak, insanlarla alay etmek, saatlerce yemek tarifleri, moda konularında ya da televizyon dizileri hakkında konuşmak, kişilerin anılarını durmaksızın anlatmaları, tüm akşamı futbol sohbetlerine ayırabilmeleri ya da politika ve dünya siyaseti hakkında -kendileri hiçbir girişimde bulunmamalarına rağmen- yorumlar yaparak düşüncelerinin doğruluğunu savunmaları, kibirleri dolayısıyla haksız olduklarını kabul etmeyerek bir konu hakkında saatlerce tartışmaları bu boş konuşmalara verilebilecek örneklerden yalnızca birkaçıdır. Örneğin dedikodu ve alaycılık gibi kötü ahlak özellikleri, Allah tarafından yasaklanmış davranışlar olmasının yanı sıra kişilerin vakitlerini de boş ve yararsız konuşmalarla geçirmelerine, ahiret hayatlarını unutmalarına neden olmaktadır.

Yüce Allah’ın “…Allah’ı zikretmek ise muhakkak en büyük (ibadet)tür…” (Ankebut Suresi, 45)ayetiyle bildirdiği üzere, insanın ahireti için yapacağı en hayırlı konuşma Allah’ı anmasıdır. Allah’ın rızasını, rahmetini ve cennetini kazanmak amacı dışında yapılan tüm konuşmalar, hikmetsiz ve boş konuşmalar olacak ve dolayısıyla kişilerin zamanı israf etmelerine neden olacaktır. Müminlerin boş konuşulan bir ortam olduğunda gösterdikleri tavır Kuran’da şöyle haber verilmiştir:

 “‘Boş ve yararsız olan sözü’ işittikleri zaman ondan yüz çevirirler…” (Kasas Suresi, 55)

Yararsız Uğraşılarla Kaybedilen Vakitler

Çoğu insanı yanıltan bir diğer nokta, “nasıl olsa daha gencim, ibadet etmek için daha çok vaktim var” şeklinde düşünerek, hem ibadetlerini hem de ecir kazanabilecekleri her türlü güzel davranışı ertelemeleridir. Bu kişiler, ölümü kendilerinden uzak gördükleri için, gün boyu boş ve amaçsız işlerle uğraşmakta bir sakınca görmezler.

Günümüzde birçok kişinin internette amaçsızca saatlerce dolaşmaları, ev işlerine ve spor yapmaya gereğinden fazla zaman harcamaları, vücudun günlük ihtiyacı olan 7-8 saatten çok daha fazla uyumaları, dergi ve gazetelerdeki aynı haberleri tekrar tekrar okumaya ve hiçbir sınırlama koymaksızın televizyon izlemeye saatler harcamaları, alışveriş sırasında adeta kendilerinden geçerek şuursuzca zaman kaybetmeleri bunlara örnek olarak verilebilir.

Dinlenme veya Tatil Yapma Mantığıyla Kaybedilen Zamanlar

Önemli bir zaman israfı da, kimilerinin tatile çıkmayı ya da hafta sonlarını hiçbir şey yapmamak ve düşünmemek olarak yorumlamaları ve buna göre hareket etmeleridir. Oysa tatil için gidilen mekanlarda da hayırlı faaliyetlerde bulunmak, buralarda görülen Yüce Allah’ın yaratma sanatının delilleri hakkında düşünmek ya da hafta sonlarındaki zamanı hayra yönelik işlerle değerlendirmek, ahiret için çok daha faydalı davranışlar olacaktır. Hüküm ve hikmet sahibi Allah, tek amaçları dünya hayatından sonuna kadar yararlanmak olan kişilerin durumunu Kuran’da şöyle bildirmektedir:

“O inkâr edenler Müslüman olmayı nice kereler dileyecekler. Onları bırak; yesinler, yararlansınlar ve onları (boş) emel oyalayadursun. İleride bileceklerdir.” (Hicr Suresi, 2-3)

Boş ve Yararsız Şeylerden Yüz Çevirmek

Boş ve yararsız şeylerden yüz çevirmek, insanın sadece Allah’ın rızasını kazanacağı davranışlarda bulunmasıyla mümkün olur. Mümin dünyada kendisine verilen süreyi çok iyi değerlendirmesi gerektiğini bilir. Çünkü bu dünyada yaptığı işler sonucunda, ahirette sonsuza kadar yaşayacağı yer belirlenecektir. Bu nedenle, her yaptığı işle ahirete yönelik bir hayır kazanmaya çalışır. Elbette her insan gibi konuşur, güzel vakit geçirir, yemek yer, güler, düşünür ve çalışır. Fakat bunları yaparken aklında hep din ahlakına ve insanlara menfaat sağlayacak hayırlı düşünceler vardır. Kuran’da müminlerin bu üstün ahlakı şöyle bildirilmiştir:

 (“Ki onlar, yalan şahidlikte bulunmayanlar, boş ve yararsız sözle karşılaştıkları zaman onurlu olarak geçenlerdir.”(Furkan Suresi, 72)

Nasıl “Zaman Mühendisi”Olunur?

 “Zaman mühendisi”, üzerinde önemle düşünülmesi gereken bir tanımlamadır. Zaman mühendisi olabilmek için, öncelikle samimi olarak bu konuda karar almak en önemli adımdır. Kişinin o an içinde bulunduğu bu gaflet halinden kurtulabilmek için çaba göstermesi gerekir. Nitekim Yüce Rabbimiz, Kuran’da, duaları kabul edeceğini bildirmiştir:

“Kullarım Beni sana soracak olursa, muhakkak ki Ben (onlara) pek yakınım. Bana dua ettiği zaman dua edenin duasına cevap veririm. Öyleyse, onlar da Benim çağrıma cevap versinler ve Bana iman etsinler. Umulur ki irşad (doğru yolu bulmuş) olurlar.” (Bakara Suresi, 186)

Vaktinin boşa geçtiğini fark eden bir kişi; dua edebilir, Kuran okuyup ayetler hakkında tefekkür edebilir. Konuşmalarda boş söze dalmaktan kaçınıp sözün en güzeli ve özlüsü seçilerek hikmetli konuşmaya gayret edilebilir. Kişinin ahiretine fayda sağlamayacak her türlü alışkanlıktan vazgeçilebilir. Eğer yapılan bir işte vakit kaybediliyorsa, bu işin pratik yollarını bulmaya çalışarak o konuda daha az zaman harcanabilir. Aradaki zaman farkında ise daha fazla iman hakikati öğrenmek için kainattaki mükemmel yaratışla ilgili kitaplar okunabilir, araştırmalar yapılabilir, insanlara hak din ahlakını tebliğ etmek için faaliyetlerde bulunulabilir.

Bunlar, burada sıralayabileceğimiz sınırlı örneklerden yalnızca bir kısmıdır. Her insan Kuran ahlakını rehber edinip kendine göre farklı planlar geliştirerek Allah’a yakınlaşmak için çok çeşitli yollar arayabilir. Ancak asıl önemli olan, yapılan iş ne olursa olsun, vaktin iyi değerlendirilmesindeki amacın, Rabbimiz’in rızasını kazanmak ve sonsuza kadar sürecek olan ahiret hayatına hazırlanmak olduğu unutulmamalıdır. Çünkü bir iş eğer samimi olarak yalnızca Allah’ın rızasını kazanmak için yapılıyorsa, ancak o zaman salih bir amele dönüşebilir. (Doğrusunu Yüce Allah bilir.) Bir Kuran ayetinde, müminlerin salih amelde bulunmalarıyla ilgili olarak şu şekilde bildirilmektedir:

“İman edip salih amellerde bulunanlar; onları, içinde ebedi kalıcılar olarak, altından ırmaklar akan cennetin yüksek köşklerine muhakkak yerleştireceğiz. (Salih) Amellerde bulunanların ecri ne güzeldir.” (Ankebut Suresi, 58)

Yüce Allah’ın verdiği “zaman” nimetinin bilincinde olmayan insanların düşüncelerine, konuşmalarına ve hayatlarının her anına boşa zaman geçirme konusundaki umursamazlıkları yansır. Ancak tüm hayatı boyunca sürecek bu umursamazlığın, insanın sonsuz ahiret hayatını cehennemde geçirmesine neden olabilecek son derece büyük bir tehlike olduğunu kesinlikle unutmamak gerekir.

“İşte bunlar, ahireti verip dünya hayatını satın alanlardır; bundan dolayı azabları hafifletilmez ve kendilerine yardım edilmez.” (Bakara Suresi, 86)