Firavun’un Kuran’da anlatılan temel vasıflarından biri zalimliğidir. Kuran’ın bildirdiğine göre Firavun, hakim olduğu insanların bir bölümü (özellikle İsrailoğulları) üzerinde büyük bir baskı uyguluyor, hatta onların çocuklarını bile öldürüyordu:

Gerçek şu ki, Firavun yeryüzünde (Mısır’da) büyüklenmiş ve oranın halkını birtakım fırkalara ayırıp bölmüştü; onlardan bir bölümünü güçten düşürüyor, erkek çocuklarını boğazlayıp kadınlarını diri bırakıyordu. Çünkü o bozgunculardandı. (Kasas Suresi, 4)

Sadece kendi otoritesini korumak ve ileride kendisine karşı örgütlenebilecek tüm karşı hareketlerin önüne geçmek amacında olan Firavun, sadece erkek çocukları değil, erkek bebekleri de katlettiriyor ve kendi aleyhinde oluşabilecek muhtemel bir tehlikeyi -kendince- başlamadan önlüyordu.

Firavun’un zalimlik üzerine kurduğu düzen, günümüzde de alışık olduğumuz bir tavrın tarihteki örneğinden başka birşey değildir. İnkara ve sınır tanımazlığa dayalı tüm zihniyetler kendi durumlarını muhafaza için gerektiğinde kadınları, çocukları katledebilmekte, savaşlar çıkarabilmekte, masum insanlar üzerine bir kerede yüz binlercesini katledebilecek bombalar yağdırabilmektedir. Buradaki amaç ise sadece kendi menfaatlerini ve güçlerini ne yolla olursa olsun korumaktır.

İnsan yaptığı eylemin Allah Katındaki hükmüne bakmadan yaşarsa mutlaka zalimlik sınırlarına girebilir, birilerini mağdur edebilir, belki tek bir kararı birçoklarının hayatına mal olabilir. İşte Firavun örneği, zalimliğin en uç sınırlarının görüldüğü, ancak günümüzde de farklı metotlarla da olsa yaşatılan bir örnektir.