Kuran’da “Sevdiğiniz şeylerden infak edinceye kadar asla iyiliğe eremezsiniz…” (Al-i İmran Suresi, 92) hükmüyle önemli bir gerçek bildirilmiştir. İnsanları gerçek anlamda iyiliğe ulaştıracak olan en temel ahlak özelliklerinden biri “fedakarlık”tır. Fedakarlık; insanın sahip olduğu, sevdiği, değer verdiği şeylerden hiç düşünmeden ve seve seve feragat edebilmesidir. İnandığı değerler ya da sevdiği insanlar uğruna gerektiğinde her türlü zorluk ve sıkıntıyı göze alabilmesi, bu konuda elinden gelenin en fazlasını yapabilecek şevk, azim ve iradeyi kendisinde bulabilmesidir.

Ancak insan nefsi bencillik, egoistlik gibi çeşitli kötü ahlak özelliklerine yatkın bir yapıda yaratılmıştır. Nefsini eğitmediği takdirde, bu bencilce duygular kişinin tüm ahlakına hakim olur. Böyle bir kişi ise genellikle herkesten çok hatta çoğu zaman yalnızca kendisini düşünür. Kendisi için daima her şeyin en iyisini, en güzelini, en mükemmelini ister. Herhangi bir zorlukla karşılaştığında, çevresindeki insanların kendisi için her türlü risk ve sıkıntıyı göze almalarını; kendi menfaatlerinden ödün verme pahasına da olsa, ona destek olmalarını bekler. İçten içe hep kendi istek ve çıkarlarını korumak, kendi rahatını ve konforunu sağlamak ister. Aksi bir durumda ise, -çıkarlarını korumak ve kendisine bir zarar gelmesini engellemek adına- değer verdiği pek çok şeyi gözden çıkarabilecek bir tavır gösterebilir. Allah Kuran’da insanın nefsinde var olan bu tutku derecesindeki bencillik duygusunu şöyle bildirmiştir:
“Gerçekten, insan, ‘bencil ve haris’ olarak yaratıldı. Kendisine bir şer (kötülük) dokunduğu zaman feryadı basar. Ona bir hayır dokunduğunda engelleyici olur (veya cimrilik eder).” (Mearic Suresi, 19–21)
Fedakarlık Güzel Ahlak Getirir

Allah’ın rızasını kazanabilmek için hayırlarda yarışan bir insan, imtihan olarak karşısına çıkan tüm olaylarda büyük bir şevk, irade ve fedakarlık ruhuyla hareket eder. Bu samimi ve ihlaslı tavır, iman eden kişinin, beraberinde daha pek çok güzel ahlak özelliği kazanmasını sağlar. Fedakar olan bir insan aynı zamanda tevekküllü, teslimiyetli, cesaretli, sabırlı, merhametli, yardımsever, hoşgörülü, ince düşünceli ve şükredici bir ahlaka sahip olur.

Müslümanların Fedakar Olmalarının Önemi

İnsanın yaşamı boyunca karşısına fedakarlık yapabileceği çok az sayıda fırsat çıkabilir. Bu nedenle karşısına bu tür bir imkan çıktığında, bunların Allah’a yakınlaşmak, O’nun rızasını ve sevgisini kazanabilmek için çok kıymetli zamanlar olduğunun şuuruyla hareket etmelidir. Günümüzde tüm insanların ve özellikle dünyanın dört bir yanında yaşayan Müslümanların durumuna baktığımızda, İslam ahlakını gerçek anlamıyla yaşamanın önemi bir kez daha ortaya çıkmaktadır.

Müslümanlar Zorlukları Tesanüd Ve Fedakarlıkla Yenerler

Zorluk zamanları, Allah’ın iman edenler için yarattığı çok kıymetli anlardır. İnsanlar genellikle nadir olarak bu tür durumlarla karşılaşırlar. Ve bunlar bir insanın Allah’a olan sadakatinin, sevgisinin ve teslimiyetinin gücünü gösterebileceği, aynı zamanda da ahiret hayatı için çok fazla ecir kazanabileceği zamanlardır. İman eden bir kimse belki zorluk ve sıkıntıyla karşılaşmak için özel bir çaba harcamaz, ama karşılaştığı zaman da bunları Allah’ın kendisi için yaratmış olduğu çok büyük nimet ve fırsatlar olarak algılar.
“Şüphesiz benim namazım, ibadetlerim, dirimim ve ölümüm alemlerin Rabbi olan Allah’ındır.” (Enam Suresi, 162)

Bencil İnsanlar Allah’ı Gereği Gibi Takdir Edemezler

Dünya hayatındaki menfaatleriyle oyalanan ve fedakarlık konusunda gereken çabayı göstermeyen kişiler, Allah’ın gücünü, iman edenler üzerindeki rahmetini ve esirgeyiciliğini, her zaman için onların velisi, dostu ve yardımcısı olduğunu gereği gibi kavrayamamışlardır.

Bencil Tutkular, İnsanı Ahirette Hüsrana Uğratır

Kuran ahlakını ve vicdani sorumluluklarını bildiği halde dünya hayatında bu gerçekleri gözardı eden bir insan, ahirette çok büyük ve telafisi mümkün olmayan bir pişmanlık yaşayabileceğini unutmamalıdır. Hayatını bencilce tutkularının peşi sıra giderek tüketen kimseler, ahiret ile karşılaştıklarında dünyaya bir kez daha geri dönüp mallarıyla ve canlarıyla Allah için fedakarlıkta bulunmak isteyecek; kazanç sanarak fedakarlıktan kaçındıkları, yığıp biriktirdikleri herşeyi cehennem azabından kurtulabilmek için fidye olarak vermek isteyeceklerdir:
“O gün, cehennem de getirilmiştir. İnsan o gün düşünüp-hatırlar, ancak (bu) hatırlamadan ona ne fayda? Der ki: “Keşke hayatım için, (önceden bir şeyler) takdim edebilseydim.” (Fecr Suresi, 23–24)
Bencil Tutkulardan Kurtulmakla Felah Bulunur

Nefsin bu zayıflığından kurtulmak, imanı kavramak ve Kuran ahlakını yaşamakla mümkün olur. Kuran’da bildirilen gerçekleri ve Allah’ın emrettiği ahlak anlayışını kavrayan bir kimse, hayatının her anında fedakarlık gösterebilecek bir ahlaka ulaşabilir. Çünkü Allah, “… Kim nefsinin bencil-tutkularından (ya da cimri tutumundan) korunursa; işte onlar, felah (kurtuluş) bulanlardır.” (Teğabün Suresi, 16) ayetiyle, dünyada ve ahirette insanları kurtuluşa yöneltecek olan tavırlardan birinin, nefislerinin bu kötü özelliğinden sakınmak olduğunu bildirmiştir.