Bu konuda öncelikle şunu söyleyebiliriz ki, kalbinde imanın heyecanını yaşayan bir insanın üstünlüğü ve farklılığı, onun hayatının her anında, gösterdiği her tavırdan, söylediği her sözden anlaşılır. Bu, öylesine belirgin bir tavır güzelliği oluşturur ki, aynı şevki kalplerinde yaşayan diğer müminler bu tavrın imandan ve Allah’a olan bağlılıktan kaynaklanan bir şevk ve heyecan olduğunu hemen fark ederler.

İnanmayanlara gelince onlar da bu kimselerdeki şevki, kararlılığı ve manevi gücü fark ederler. Ancak onlar gerçek imanı tanımadıkları, Allah’a gönülden bağlanmış olmanın ne demek olduğunu, imanın nasıl yaşandığını bilmedikleri için bu azmin ve coşkunun kaynağını kavrayamazlar. Ancak her ne kadar adını koyamasalar da yine de bu kimselerde, diğer insanlarda rastlanmayan türde gözü kara ve yiğit bir karakter olduğunu hemen anlarlar.

Bunun yanında şevkin insanın hangi tavırlarından anlaşılabildiği konusu müminler için büyük önem taşır. Zira insanların birbirlerinin imanlarının derinliği ve Allah’a olan yakınlıkları hakkında kesin bir fikir yürütebilmeleri mümkün değildir. Bu konunun bilgisi Allah Katında gizlidir.

Kimin samimi bir imana sahip olduğunu kimin ise kalbinde hastalık olduğunu bilen tek güç Allah’tır. Ancak Allah bu konuda müminlere yol gösterici olması için bir ölçü kılmıştır. Bu ölçü, müminlerin Allah’ı razı etme ve O’nun beğendiği din ahlakını yaşama konusunda gösterdikleri “şevk ve heyecan”dır. Bu şekilde müminler, gerçekten inanmış ve kendini gerçekten Yüce Allah’a adamış olan kimseleri kolaylıkla teşhis edebilirler. Aynı şekilde müminlerle büyük bir tezat teşkil eden şevksizlikleriyle dikkat çeken kimselerin zayıflıklarını da hemen fark edebilir ve bu kişileri imani yönden takviye edebilirler.

Aşağıda madde madde müminlerin bu imani coşkularının hangi tavırlarından anlaşılabileceğine değineceğiz. Bu konuyu önemle vurgulamaktaki amaç ise kitabın başında da belirttiğimiz gibi tüm müminlerin, ulaşabildikleri son sınıra kadar şevklerini artırabilmek ve geride kalanları ya da ağır davrananları teşvik ederek onların da takva sahibi olabilmelerine vesile olmaktır.

Hayatlarının Sonuna Kadar Allah’a Sadık Kalmalarından…

Her An Allah’ın Rızasının En Çoğunu Aramalarından…

Dinin Menfaatlerini Her Zaman İçin Kendi Menfaatlerinden Üstün Tutmalarından…

Güzel Ahlakı Yaşamakta Kararlılık Göstermelerinden…

Mallarını ve Canlarını Allah’a Teslim Etmiş Olmalarından…

Hayırlarda Yarışıp Öne Geçmelerinden…

Zorluk ve Sıkıntılara Karşı Güzel Bir Sabırla Sabretmelerinden…

Zorluklar Karşısında Daha da Şevklenmelerinden…

Allah’ın Rızasını Umdukları Her İşi Sevinç ve Neşe İle Yerine Getirmelerinden…

Kalbinde Hastalık Olanların Şevksizliklerinden Etkilenmemelerinden…